AKP'li bir vekilden şok türban yorumu

11 şubat 2005 tarihinde AKŞAM Gazetesinde yayınlanan makalemdir.

Erdoğan'ın Alman gazeteciyle yaptığı 'türban yasağını kaldıracağız, Müslüman kadının türban kullanması şart' açıklamasını, önce 'ben söylemedim' deyip, ardından Alman gazetecinin Başbakan'ın bunları söylediğini ispat etmesiyle de 'ama eksik yazılmış' geri adımı, sadece Erdoğan adına değil, T.C Hükümeti'nin Başbakanı'nın sözüne uluslararası alanda 'güvenirlikte' itibar sorgulanmamıza neden olmuştur. Herkes imaj yönetimi derdinde ey okur, ya itibar yönetimimiz, ya bu gel-git yüzünden itibarımıza olanlar?
ERDOĞAN, KARE 'AS'INI HEMEN DEĞİŞTİRMELİ Şimdi, okuyacaklarınızın sahibi parti içinden önemli bir isim ki ben de O'nunla aynı fikirdeyim;

 

  • 'Başbakan'ın bu işleri başına açan danışmanları imaj oluşturmaya odaklanıp, 'itibar yönetimini' ıskalamış gözüküyorlar. Başbakan'ın kendisine danışman olarak seçtiklerinin 'uluslararası diplomasi' tecrübesi yok. Erdoğan'ın, mevcut danışman kadrosunu hemen yenilemesi gerekiyor. Erdoğan, Prof. Ahmet Davutoğlu gibi uzmanları, 'diplomat'ları yanına yaklaştırmıyor. Görünüre bakılırsa uluslararası danışmanlık görevini Milletvekili Egemen BAĞIŞ ile Ömer Çelik ve Cüneyd ZAPSU'ya bırakmış. Durum da ortada.
    Ve aynı zeminde yükselen bir başka kritiğe bakalım. Isıtılan 'türban' tartışmalarına, yaklaşık 1 yıl önce gündeme getirdiğimde de ortalığı karıştıran bir yazımı tekrarlayarak pencere açmak istiyorum. Tek kelime kişisel yorum yapmadan bir AKP milletvekili ile yaptığımız 'İslam'da kadının örtünme tarifi ve türban' başlıklı sohbetimizi sunacağım. AKP'li vekil, o tarihte de, dün tekrar sorduğumda da 'adımı yazma-ben zamanı gelince geniş katılımlı bir duyuru yapacağım' dediği için ismini yazamıyorum.
  • Evet, AKP içinde yükselen farklı seslerden biri diyor ki;
  • 'Örtünmeyle ilgili görüşlerimi dayandırdığım kaynaklar: 1-Tarih boyunca tüm yazılı kaynaklar ve de Kuran-ı Kerim ile Tıbbi Eserler. 2- Varsayımlar: Dünyada
    1 milyar Müslüman varsa, 1 milyar çeşit de içtihat vardır. Kuran-ı Kerim hüküm kitabı değil, delil kitabıdır. Kuran örnek verip, araştırmasını kıyası, delillendirmeyi size yaptırır. Akli değerlendirmeyi kişilere bırakır. İnsanlar bu değerlendirmelerine göre iç dünyalarında karar verir ve yaşarlar. 3- İlkeler: Görüşler tamamen şahsıma ait olup, hiçbir kişiyi bağlamaz.
  • Kuran örtünmeye ilişkin minimum ve maksimum noktaları ortaya koymuştur. Minimum örtünmede 3 kelimeyi görüşümüze temel alabiliriz; 1-Riş: Tüy demektir. İnsanda ilk tüylenme genital bölgede ortaya çıkar. Genital bölgenin örtünmesi şarttır. 2-Hamele: Karın bölgesidir. Bebeğin oluşum yerini işaret eder, tıbbi olarak da örtünmesi şarttır.
    3-Burç: Meme ucu demektir. Enfeksiyona en açık bölgedir. Görüldüğü üzere bu
    3 bölgenin örtünmesi anatomik kriterlerde işaret edilerek istenmiş, sadece erkekteki şehevi duygular için değil, temizlik ve sağlığa dönük ortaya konulmuştur.
  • Maksimum örtünme: Bir kadın isterse tanınacak yerini, yüzü açmak kaydıyla isterse bütün vücudunu da örtebilir. Allah (C.C) Kuran'da bu iki uç noktayı yani maksimum ve minimum örtünme şartını 'örfe uygun olarak' diyerek toplulukların örflerine bırakmıştır. Örf her topluluğun hukuku, kültürü, yorumunu kapsar. Dolayısıyla benim yorumuma göre, bir kadın 'riş-burç ve hamilelik bölgesini kapattığında dinin örtünme kurallarını da yerine getirmiş olur.
  • Bu zamana ait bir örnekle söyleyecek olursak, tek parçalık bir mayo ile vücudunu örten kadın 'minimum örtünmenin' koşullarını da tamamlamış olur. Benim 'kadında örtünme' içtihatım budur.'
  • Tüm türban tartışmalarını zeminden oynatan keskin bir yorum değil mi?

    http://arsiv.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/02/11/yazarlar/yazarlar154.html