Önemli bir röportaj… Daha ne desin! 

5 Şubat 2011 

Kissenger, İngilizlerin dünya politikalarını 'Şahane Yalnızlık' politikası diye adlandırır…

Uluslararası ilişkiler hiç şüphesiz karşılıklı menfaatler üzerine kurulur. Arap Ortadoğusunda dip dalgalar oluşturarak al gülüm/ver gülümcülük oynayanlar, bizimkilere benzer siyasi kadrolarla müzakereye oturunca ise ‘vermek’ fiilini yok sayıp, kendi haneleri adina ‘almak’ fiilini müzakerelerin esasına dönüştürmüşlerdir.

 

 

 

Bir önceki yazımda belirttiğim gibi Tunus, Mısır, Lübnan ve sıradaki malum ülkelerde

 ‘kırk katır mı kırk satır mı’ çaresizliğindeki halkların ayaklanma açılımının Türkiye’ye etkisi Erdoğan’a Haziran’da seçimi kazandırabilir. Çünkü oyunun kurucusu dere geçerken gemicik değiştirme lüksüne sahip değillerdir.

Bu geniş bölgede, ılımlı islamcı rejimlerin iktidara getirilmesi bu arada radikal unsurların da yumuşatılması projesi için açılan ihalenin AKP’e özellikle de Sayın Erdoğan’a verildiği haberi  malumunuzdur.

 Bölgede rol modelliğini AKP beceremez ise yerine efendilerin son gözdesi KATAR Emiri’nin getirilmesi de mümkün deniliyor… Rekabet kaliteyi artırır, çook çalışman gerekiyor padişahım çok! Neleri konuşur hale geldik ! 

Ilımlı islamcılığa dönüşüm planında Türkiye modelinin içerideki temsilcisi kimdir, hangi TÜRKİYE model seçilmiştir?  

BBC’nin Türkçe bölümünden Altuğ Akın "Türkiye Modeli"nin ne anlama geldiğini önemli bir uzmana soruyor.  

Buyrun,  ilk ağızdan ‘ürün tanıtımı’ alalım!

 

Röportajdan seçtiklerimi aktarıyorum;

(http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/02/110204_turkish_model.shtml)

 

Washington merkezli Dış İlişkiler Konseyi'nden (Council of Foreign Relations) Steven Cook’un TÜRKİYE MODELİ’ne dair yorumu;

Steven Cook: Washington'da ya da birçok farklı merkezde, Türkiye modeli denildiği zaman ordunun toplum içindeki yerine dair bir yaklaşım olduğunu sanıyorum. Buna göre ordu siyasi alandaki aşırılıkları temizleyen, ortalamayı belirleyen bir aktör olarak görülüyor. Ancak ben bu benzetme yapılırken çok daha dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum.

Türkiye'de ordu toplumun ciddi kesimleri tarafından hiç de sevilmeyen bir kurum olagelmiştir. Ülkedeki İslamcılar ya da Kürtler başta olmak üzere ordunun siyaset içindeki rolünü benimsememişlerdir. Çünkü ordu otoriter bir politik yapıyı destekleyen bir kurum olagelmiştir.

O yüzden Mısır ya da Tunus olaylarından bahsederken Türkiye modelinin gündeme gelmesi, orduya daha çok rol verilsin anlamını taşıyor olabilir ve ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum.

"Müslüman Kardeşler, AKP'den daha çok Türkiye'deki Nurcu hareketle benzerlikler içeriyor.

Mısır'daki Müslüman Kardeşler'le AKP arasında kurulan benzetmelerde de bir şeyin gözden kaçtığını düşünüyorum.

Bir parti değil de hareket halinde örgütlenen Müslüman Kardeşler, AKP'den daha çok Türkiye'deki Nurcu hareketle benzerlikler içeriyor.

AKP 2002'de iktidara geldiğinden beri ülke tarihinde görülmemiş derecede önemli demokratik adımlar atıldı. Ve bunların sağladığı destek, ordunun siyasete müdahale kabiliyetini de azalttı. Hatta bu reformların orduya rağmen yapıldığını söylemek mümkün.

Dolayısıyla eğer bir modelden bahsedilecekse "2002 sonrası Türkiyesi" demek bence daha doğru olacaktır…. ‘‘ 

Anlayana anlamayana…

Daha ne kadar açık söylenebilir?!

Menfaat oynaşmaları yapanlar karşılarında ‘laikliği savunan tüm unsurları’  engel olarak görüyorlar.

 

Dolayısıyla Haziran seçimleri laik Türkiye Cumhuriyetine gönül verenler için kader dönemecidir  ey ağzı var dili yok okur…