Hangi operasyon önce olacak?

DTP’liler ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni’ sınırı geçme diye uyardılar! (Bu ünlemi siz artık manalandırınız ey milli okur) DTP’li Hasip Kaplan’ın son açıklamalarına bakalım, diyor ki; ‘Sınır ötesi operasyon olursa halklar arası savaş çıkar. Bizi Meclis’ten kovmak istiyorlar ama bizim arkamızda Cudi var.’



‘Türkiye içinde halklar arasında savaş çıkar’ ne demek sizce? İç kargaşa-iç savaş tehdidi mi yoksa?!

Tam bu noktada Sayın Fikret BİLA’nın birkaç gün önceki bir yazısından alıntı yapmak istiyorum, aynen aktarıyorum; ‘AKP içinden de Güneydoğulu milletvekilleri tezkereye karşı tavır sergiliyorlar. Örneğin, AKP’nin önemli isimlerinden İhsan Arslan, “içeriden gelecek tepki”ye dikkat çekiyor ve “İstanbul, İzmir, Antalya, Diyarbakır’dan gelecek tepkiler hesap edilmeli” diyor. Bu sözler, (Barzani’nin) “Kerkük’e yapılacak müdahaleyi Diyarbakır’a yapılmış sayarız” söylemini anımsatıyor. Arslan, “Kuzey Irak’a hep dışarıdaki tepkileri konuştuk ama içeride halkımızın göstereceği tepkileri ifade edemedik, etmekten de kaçınıyoruz” diye konuştu. Sadece İhsan Arslan değil, AKP’nin başka Güneydoğulu milletvekilleri de tezkereye karşı benzer tepkiler gösterdiler. Verilen mesajın özüne bakalım: “Sınır ötesi harekâta Kuzey Irak yönetimi ve halkı gibi Türkiye’deki Kürtler de tepki verir. Bu tepki Diyarbakır’la sınırlı kalmaz, Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı illerde de ortaya çıkar.” Konu sınır ötesi operasyon ve TSK olduğunda, Güneydoğulu siyasilerle Kuzey Irak yönetimi arasındaki siyasal yakınlaşma ve dayanışma dikkat çekici boyutta ortaya çıkıyor.’

Kritik gündemden seçtiğim bu 2 Türkiye fotoğrafı tahminlerin ötesi sıkıntılı günlerin içinde olduğumuzun ispatı. Peki, içeriden dışarıya ‘siyasi destek’ hallerine karşın bir şey yapamayanlar acaba PKK’nın destekçisi Barzani’nin Türkiye içinden ‘ekonomik beslenme’ vaziyetlerini neden tamamen yok edemiyorlar?

Aşağıdaki haber 9 Ağustos’ta bazı gazetelerimizde yayınlandı, haber şöyleydi;

'Güler Kömürcü tarafından yazılan bu makale, 16.10.2007 günü yayınlanan Akşam Gazetesindeki köşe yazısıdır.'