Bölünelim mi? Bölünmeyelim mi?

'o piti piti... karamela sepeti...' 

6 Ekim 2011

Özgün ve de bağımsız (!) medyamızın bazı necip kalemleri ile bir grup aydınımız ve bir grup malum siyasimiz yeni anayasa çalışmaları adına bir bildiri sundular; ‘Yeni özgürlükçü anayasa çalışmalarının selameti ve barış adına terör örgütü PKK’ın tehditleri görmemezlikten gelinmeli, müzakereler devam etmeli, yemek arası molada terörist iki bomba attığında (aaa, olur böyle şeyler, abartmayın
ama!) müzakereler yine de taviz vererek sürdürülebilmeli, özerklik hatta sınırlar dahi tartışmalı, terör örgütünün şehirdeki uzantısı KCK’a operasyonlar derhal durdurulmalı, Kürtlerin tek temsilcisi  BDPliler ve de İmralı olmalı, her kim bunlara karşı çıkar, kabul etmez ise de barış düşmanı,
demokrasi düşmanı sayılmalı!’

. ..

Elbette tam bu cümleler ile böyle bir bildiri sunulmadı ama bakınız medyaya yansıyanlara, tartışmalarda,
bazı köşelerde dillendirilenler çok daha ötesinde değil mi? Bu arada , halka başkaldırı çağrısı yapıldı, tatlı su aydınları ileri demokrasi adına yine alkış tuttu.

Habere bakınız; ‘DİYARBAKIR’da KCK operasyonlarını protesto etmek için basın açıklamasına katılan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, hükümetin ve başbakanın savaş
kararı verdiğini iddia ederek, başkaldırı çağrısında bulunup, "Bu güne geldiğimiz noktada bu tutuklama, siyasi soykırıma dönüştürüldü.  Özgürlük isteyen halka karşı yapılan operasyondur. Bir tasfiye politikasıdır. Kürtlerin tasfiye edilmesidir. Bu gün halkımız her zamankinden daha güçlü bir direnişle özgürlük için, özgür gelecek için, serhildanlar (başkaldırı) yaratacaktır" dedi.

Hukuk, yasalar kişiye göre değişir mi? ‘PKK tezlerini savunanlar devlete başkaldırabilir , birileri bu Cumhuriyet yıkılmalıdır diye açıkça yazabilir, bu suç değildir’ diyen var ise ‘O suçludur.’
Yasalar değişmez, iklimler değişse de…

Bizlerin tahammül kapıları bu tartışmalar üzerinden nereye açılmak isteniyor sizce? Anket üzerine anket derken...

Bölünelim mi ? Bölünmeyelim mi ? Birilerinin son anket sorusu bu mu olacak yoksa?! Kimbilir belkide o aşamada o malum birileri cevabı da  çocukluğumuzda söylediğimiz o tekerleme ile belirlememizi isterler, ‘fazla karıştırmayın, sabrımızı da zorlamayın, hep beraber söyleyelim haydi, o piti piti, karamela sepeti, terazi…lastik… Tamaam işte bu kadar, karar verdiiiK.’ Neyse  yeter, kendimi ciddiyete davet ediyorum! Daha neler?!

Hızla gündemin tam orta yerine atılıp, tartışılan çeşit çeşit bölücü talepler kısa süre içinde ‘özerklik olmazsa sınırları tartışırız’ tehditine dönüştürülmeyecek mi sizce? Mevcut tartışmaların istikameti  bunu göstermekte, dilin kemiği yok da!......  

Evet, aynı anda hakkını da verelim, Sayın Erdoğan doğru söylüyor; ‘BDP  tüm Kürtlerin temsilcisi değildir.’  Ama AKP’de tamamının temsilcisi değildir.  CHP’ye oy veren , MHP’ye oy veren, diğer partilere oy veren Kürt seçmeni nasıl yok sayabilirsiniz? Aslında bu çerçevedeki tüm alt kimlik sorgulamaları ırkçı tartışmalardır, partilerin   oy oranları  içinde Kürt vatandaşların
yüzdesini belirlemek için araştırma şirketleri neredeyse anayasal suç olan  ‘etnik kimlik araştırması’ yapmak üzereler, gelgelelim gündemde bu da olağan görülmeye başlandı!.   

Bir başka vahim durum; ‘açılım ’ konusu da ‘ticari sektör’e dönüşmeye başladı!  Hayatında kırsala gitmemiş terör uzmanları,  bir tutam magazin haberinin yanında bizim Nişantaşı cafelerinde oturup Kürt meselesini de çözüveren markalı kolonistler pardon köşe yazarları, danışmanlar, aktivistler, yayınlar, konferanslar, kalabalık bir grup ‘açılım mecrası’ üzerinden beslenmeye, para kazanmaya
başladı,  lüks otelllerin salonunda açılımcı taraflara kokteyl derken bir ‘açılım tişörtleri’nin çıkmadığı kaldı! Terör zaten ticari sektöre dönüşmüştü, o halde çözüm platformunda para kazanmamayı düşünmemek olur mu?!!!

Elbette, ülkenin diğer temel sorunları birlikte Kürt meselesinin çözümü adına da yeni anayasa
çalışmaları bir umuttur. Elbette her makul talep değerlendirilmelidir. Elbette halının altı dolmuştur. Ama birilerinin asıl niyeti sorun çözmek mi ?

Yoksa?!

Ve de… Yeni anayasa tartışmaları sadece Kürt meselesi üzerine beklentilerle de geçiştirilemez ki!Madem ‘özgürlükçü anayasamız’ olacak; uzun tutukluluk süreleri ile hayatların karartılmasının engellenmesi, hukukun siyasi mücadelenin bir parçası olmasının önüne geçilmesi,  özel hayatın
gizliliğinin ihlal edilmesinin önlenmesi, hapislerin muhaliflerle doldurulmasına son verilmesi…. Acaba bu talepler, beklentiler malum ‘atanmış’ (!) gündemin içinde eritilmeden, yeni anayasada çözüme kavuşabilecek mi? 

Başbakan Erdoğan,  ‘2012’in ilk 6 ayında yeni anayasa tamamdır’ dedi. Önümüzde  9 aylık  bir süreç var , eveet, göreceğiz bakalım, 9 ay 10 gün sonra... Nur topu gibi...

Neyimiz olcak?!