Bu çeteleri kim kullandı?

10 Temmuz 2007

Güler KÖMÜRCÜ-AKŞAM GAZETESİ

Bütün ulusal kavramların-milli değerlerin içini boşaltma operasyonu son sürat devam ediyor, sözde asker emeklisi bir gruptan oluşan, kendilerini vatanı kurtarmakla görevlendirip durumdan vazife çıkaran güruh üzerinden ‘vatanseverlik, TSK, milli mücadele ruhu ve de Kuvayı Milliye
hareketlerine itibar infazı’ yapıldı. Yakalanan, tutuklanan ‘vatan kurtarmaca oyunu oynayanların’ geride asıl yaptıkları iş ise; çete, tahsilat ve benzeri yeraltı faaliyetleri. Kendilerini emekli albay diye tanıtanların TSK ile kurumsal hiçbir ilişkisi kalmamış, kimisi yıllar önce ordudan atılmış. 

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın dün yaptığı ‘özel’ açıklamaya dikkatinizi çekeceğim, diyor ki Sayın Büyükanıt; ‘Çete operasyonlarını izliyorum. Haberlerde bu kişilerden bahsederken, ‘emekli yüzbaşı,
emekli binbaşı, emekli albay’
gibi ifadeler kullanılıyor. Adı geçen kişilere bakıyoruz, ordudan tardedilmiş, yani atılmış. Yani TSK ile hiçbir ilişkileri kalmamış. Biz üzerimize düşeni yapıp bu
kişileri ihraç etmişiz. Ama hâlâ adları, asker oldukları dönemdeki rütbeleriyle
anılıyor. Bu konuda daha dikkatli davranma görevi medyaya düşüyor.’

NEDEN BUNCA ZAMAN YOL VERİLDİ?

Bu vakanın en tuhaf olanı da; vatan kurtarmaca oyunu oynayan sözde vatansever
güçlerin ilk faaliyetleşme-dernekleşmeleri 2003 yıllarında başlamış olmasına
yani bu adamlar yaklaşık 4 yıldır benzer gölgeli işlerin içinde bulunmalarına
rağmen, malum çetelere nedense bunca zamandır hiçbir MALİ TAKİP ya da adli
soruşturma-araştırma yapılmamış. Uzağa gitmeyelim, bendeniz yaklaşık 2 yıl önce
‘vatansevercilik’ oyunu oynayan VKGBH’nin acilen incelenmesi gerektiğini bu
sütunlarda kaleme almıştım, 08.09.2005 tarihli yazımın ilgili bölümü
aktarıyorum; 

‘Ve şimdi ŞOK olacaksınız ey okur, VATANSEVER KUVVETLER GÜÇ BİRLİĞİ HAREKETİ.
Merkezi ANKARA’da, Dernek Başkanı Taner Ünal. Ünal ve Genel Sekreteri Murat
Ilıkan’la dün uzun bir tele-sohbet yaptım, verdikleri bilgiler beni hayretlere
düşürdü, son birkaç ay içinde Türkiye çapında tam 40 ilde-90 şube açmışlar,
açmaya da devam ediyorlar, ‘ayda yaklaşık 20 şube açıyoruz, 600 bine yakın üye
müracatı var’ dedi. Kendisine de söyledim, bana bu rakam oldukça-çook abartılı
geldi, 600 bin kişi üye olmak için mi bekliyor?! (Kimi kandırmaya
çalışıyorlar?) Başkan Taner Ünal diyor ki ‘vatan hainlerine-işbirlikçilere karşı milli mücadele başlattık. Şu ana kadar evlerimizi satıp 1 trilyon liralık harcama yaparak bu seviyeye geldik (ben ısrarla bu sivil harekatın bütçesini nasıl oluşturduklarını-para kaynaklarını sordum, 1 trilyon liralık harcamanın gerçek kaynağını neden kimse sormuyor) sürekli paneller, toplantılar yapıyoruz. Taner Ünal’a aynı ısrarla
‘siz kime karşı’ MİLLİ MÜCADELE vereceksiniz sorusunu sordum, O da aynı
ısrarla, ‘işbirlikçi-hainlere karşı’ dedi ama... Hain tanımlamasına
takıldım-ürktüm, itiraf etmeliyim ki son derece çekinceli-şüpheli dinledim,
aklımdan geçen tedirginliklerimin nedenini siz anladınız eminim ey anlayışlı okur.

YABANCI İSTİHBARAT PARMAĞI

Şimdi de asıl sorulması gerekenlere bakalım; bu tür organizasyonlarda
kullanılan kişilerin psikolojik profilleri adeta klonlaşmış gibi birbirine benziyor; yaralı egoları var yani her an övülmeye ve anılmaya ihtiyaç duyuyorlar, kendilerinin önemli olduğunu hissetmek-onaylanmak
istiyorlar, suça eğilimliler, kolay manipüle oluyorlar, biyografileri düşük,
peki bu adamları kullanan-yönlendiren ‘yabancı istihbarat servisleri’ olabilir mi? Son yıllarda ‘bu derneklerin farklı kariyerlerdeki yabancılarla (çeşitli kimliklere sahip olan aslında yabancı istihbarat elemanlarıyla)
ilişkileri oldu mu? Oldu ise hangi seviyede?
Bizler daima Doğu ve Güneydoğumuzda etnik ayrılıkçı ve radikal dinci yapıların yabancı servisler tarafından kullanıldığını düşündük, bir tarafta ‘karşıyı’
yönlendiren yabancı servisler aynı zamanda ‘ötekileri’de yani ‘vatankurtarmaca
oyunu oynayan düşük profilli bu sözde ulusalcıları da’ yönlendirmiş olabilirler
mi? Sızmalar nereye-kimlere-hangi dış servislere uzanıyor dersiniz?