Kaset açılımı ve AKP-MHP koalisyonu senaryoları 

9 Mayıs 2011

Bu varsayım size ilk anda zorlama mı geldi efendim? Mevcut ana bakarak değerlendirirseniz evet, mevcut an üzerinden olasılık hesapları söz konusu olduğunda pekala mümkün.

...

Mevcut durum; 12 Haziran seçim süreci öncekiler gibi ciddi politikaların tartışılmasıyla değil,
belden aşağı polemikler ve de müstehcen/yasadışı kasetler servisiyle,  halkın, ülkenin gerçek ihtiyaçlarına, uluslararası aciliyetlere cevap vermekten uzak ‘operasyonlar’ ile şekilleniyor.
Kaset açılımı paketi, yeni dönemin (son 5 yıl kastım, malum dosyalarda, ‘sehven’ bulunuveren ekleri unutmayalım…) etkili operasyon araçlarından biri anlaşılan! Uzman şahıslar (!) sokağın tepkilerini, neye kızdığını, neden ürkttüğünü, hangi durumlarda rahatladığını, davranış kalıplarını belirleyerek korku haritasını, eğilimlerini, manipülasyona açık yumuşak karınlarını teker teker tespit ettiler.
Ardından, gelsin  siyaseti yönlendirici, dönüştürücü programlar...

Şu an için, MHP’nin tepe isimleri kaset siyasetinin madurları. En korkunç olan ise yasadışı, hukuk dışı bu servisler hakkında hala derhal ağır kanuni yaptırımların devreye sokulmaması. Kasetleri çeken, yayınlayan ve kaset skandalları ile ilgili yayınlar yapan internet sitelerinin sahibi, yöneticilerinin hepsi suçludur. Ya bu yasadışı kaset siyasetinden rant elde etmeye çalışanlar? Onlar masum mu?!

Kulislerde, kaset siyasetinde temponun giderek yükseleceği, MHP’nin daha medyatik isimlerinin (komşuda pişer, CHP’ye de birşeyler daha düşer belki de!) görüntülerinin seçim malzemesi yapılmaya devam edeceği
söyleniyor. 

Peki AKPliler neden bu ahlaksız kaset servisine izleyici kalıyorlar? Madem ezici
çoğunlukla iktidara geleceklerine inanıyorlar, niye kaset siyasetinin rantını
engellemiyorlar? İddia ettikleri, anketlerin ortaya koyduğu gibi AKP ezici çoğunlukla sandıktan çıkamayacak mı yoksa?
Tam bu noktada, ABD Ankara Büyükelçiliği’nin Türkiye’deki araştırma şirketlerinin çoğunun bilimsel kurallara uymadığını ‘pek çoğunun şüpheli olduğu’ saptaması aklıma geldi. (Wikileaks/6 Mayıs 2011/ Taraf Gazetesi) Aynı fikirdeyim, anketlerin pek çoğu şüpheli, manipülatif.

Madalyonun diğer yüzü; AKP’nin gösterilmeye çalışılanın aksine yüzde 40 civarı oy olabileceği,
AKP’nin de aslında  ‘stratejik bir küçülme istediği’ bu plana göre konumlanmanın yapıldığı öne sürülüyor.
AKP'nin tek başına iktidarı göğüsleyememesi durumunda ise... Gelelim MHP’nin durumuna… Son gelişmeler, kaset açılımı da gösteriyor ki; MHP’nin sandıktan, makyajsız anketlerdeki gerçek oranla (yani daha yüksek, iddialı bir oran ile) değil, daha düşük oy oranıyla
ve de parti içindeki  yeni bölgesel planın hayata geçişinde uyumlanma sorunu yaratacak etkenlere de mesaj göndererekMHP’nin merkeze daha yakın bir parti görüntüsüyle iktidar ortağı olması varsayımı da aynı paralelde öne çıkmakta.

Siyasetin oynak zemininde konuşulan bu olası ortaklığa zoom yapalım; Tehlikeli hal alan, uniter yapıyı zorlayan etnik kimlik çatışmasına, AKP’nin tek başına Anayasa'yı (başta ilk 3 madde olmak üzere) değiştirme planlarına geniş anlamda etkisi olur mu? (pozitif ya da negatif görüş belirtmiyorum, hep birlikte alternatifler üzerinden durum tespiti yapmak niyetim)

Ve de…

Türkiye’de iç siyaseti konuşurken; dış dinamiklerin, Arap coğrafyasının üzerinde dolaşan adına ‘demokrasi’ verilen hayaletin, tam sınırımızda, Suriye’de diktatörün gitmesinin hemen ardından oluşturulmak istenen Kuzey Irak modeli benzer olası Kuzey Suriye bölgesel Yönetimi’nin Türkiye’ye etkileri (neyi kastettiğim konusunda artık fazla söze gerek yok sanırım) bu planlarda son aşamaya geçilmesinin etkisini göz ardı etmek mümkün mü? Kim demişti hatırlayamadım; ‘en iyi barış şahin ile yapılır-mış!’ Ancak, diplomasi diline hakim, hamaset edebiyatından uzak, rasyonel ve de uluslar arası gerçeklerle uyumlu politikalar ortaya koyabilen ‘şahin duruş’ kast ediliyor sanırım.

Tüm bu gelişmelerle birlikte, diğer tarafta; ABD’de ‘ulusal güvenlik’in önemli kalelerinde yapılan son değişikliği, CIA’nin başına uzun yıllardan sonra bir askerin atanması, bu askerin de Kuzey Irak’tan sonra  Afganistan ve Pakistan’da söz sahibi olan bir generalin (General Petraeus) olması ve de özellikle Pakistan’a yönelik bir askeri operasyona sıcak bakan ekibin içinde yeralmasını, bölgedeki radikal dinci terörle/mezhep çatışmalarıyla mücadelenin yeni konseptini, eşanlı Londra’nın etkin isimlerinin yeni bölge projesi hayata geçirilir iken bizzat kaptan köşkünde görüntü vermekten artık kaçınmamalarının, bize, bizim politikalarımıza, siyasetin yeniden dizayn edildiği şu günlere etkisinin olmayacağını düşünmek fazla romantizm olmaz mı? (benim gibi ağır hallerde romantik dahi şu günlerde ‘sus kalbim sus’ demeye başladı !)

Bu olası fotoğrafın siyasi/sosyal kodlaması (!) gereği , ‘Sol’a, sosyal demokratlara belki de bir süre daha da güçlü muhalefet görevi mi düşecek dersiniz?

Sözü bağlar iken; Ülkelerin yönetimleri elbette, kendi halklarının menfaati doğrultusunda plan/proje, gelecek hesaplamaları yapacaklar, karşımızdakine kızmak sadece reel politikten uzak, duygusal söylemlerdir bence.

Bizler de seçmenler olarak devlerin masasında stratejik akıl yürütebilen, kendi ülkesinin milli menfaatlerini en iyi gözetecek karşı politikalara sahip (bizimkiler de ulusal menfaatimize uygun olmayan politikalara izin vermesinler) liderlerimizi seçmek zorundayız, kalanı leylek misali…

Mevcut süreçte fotoğrafın büyüğünü görmeden, lokal, günlük etkilere göre analiz ve de tahminler yapmak sadece size/bize gör denilen ile oyalanılmasını sağlıyor.

Evet, yasadışı kaset siyasetine bakalım daha başka servisler eklenecek?

Meşhur bir siyaset yapıcının (!) da söylediği gibi  olağandışı hallerde bazen 1 hafta bile çoook uzun bir süre sayılabilir kaldı ki seçimlere daha 1 ay var.

 

 

 

* *

 

ÇOK DOĞRU, YERİNDE BİR KARAR

 

10 Mayıs 2011

 

Ek/ yeni bir haberi paylaşalım;

Güneydoğu'da 'ya sev ya terk et' söylemini 'yaşa ve yaşat' sloganıyla değiştiren
ve Diyarbakır parti bürosuna bu afişi asan MHP, bölgede seçim çalışmasını
Türkçe'nin yanı sıra Kürtçe ve Zazaca olarak da başlattı 12 Haziran Genel Seçimleri öncesi kırsal kesimde çalışma yapan MHP Diyarbakır Teşkilatı ve milletvekili adayları, köy gezilerinde Türkçenin yanı sıra bölgede Türkçe bilmeyen vatandaşlarla Kürtçe ve Zazaca lehçesiyle konuşarak iletişim
kuruyor.

 

***

‎11 Mayıs 2011

 

ÇETE ÇALIŞIYOR

''Organize ve tam techizatlı bir suç örgütü var... Bu şebeke siyasetçiler, generaller ve  benzeri ünlü kişileri izleyerek ses ve görüntü kayıtları yapıyor. Bu kayıtlar kritik zamanlarda internete düşürülüyor. Siyasetin yönü değiştiriliyor. Çete sürekli AKP muhaliflerine tuzak kurmaktadır..'

http://gundem.milliyet.com.tr/cete-calisiyor-/gundem/gundemyazardetay/11.05.2011/1388560/default.htm