'Gizli kasa Türkiye’de ne yaptı?’ 

 13 Mart 2011 

 

YENİLEME:29 NİSAN 2012

Bugunlerde aklımda aynı soru var; ‘acaba şizofreni ve paranoya’ gibi ruhsal hastalıklar da  bir bireyden diğerine veya bir türden diğerine geçebilen bazı fiziki rahatsızlar gibi bulaşıcı mıdır? 

Gündemdeki son tartışmalara bakınca,  özellikle şizofreni, paranoya, anti-sosyal davranış bozukluklarının da mesala domuz gribi gibi süratle bir bireyden diğerine bulaşma karakteristiğine sahip olduğunu gözlemliyorum!

 

Bu soru elbette durduk yere aklımın kurdu olmadı, bakınız medyamızın, siyasetin ağır hallerine;

Ben gazeteciyim diye kendini ortaya atan (gazeteciyim demekle gazeteci olunmaz) düşük profilli, nereden gelip nereye gittiği meçhul, 50 kelime ile konuşup/yazan, ciddi ruhsal deformasyonları olduğunu tespit etmek için uzman olmayı gerektirmeyen, adının soyadının tam olarak ne olduğu dahi bilinmeyen bir kadıncağız, elinde komplo kasetleri olduğu iddiasıyla ortalıkta dolaşıyor.  

Bu arada benim anlı şanlı bazı meslekdaşlarımda bu bayanı karşılarına alıp ‘akıllı akıllı !’ soru soruyorlar.

Saldım çayıra hallerindeki kadıncağıza çoook az kişi ‘komplo kaseti üretmek, özel hayatlarla ilgili tuzak kurup, görüntü almak yasadışı ve de ahlak dışıdır, suç işliyorsun’ diyor. Neredeyse kırmızı noktalı yayınlara uygun diyaloglar ekranları işgal ediyor.

Benim sözde politika kurnazı bazı siyasilerim ise derhal savunmaya ya da sözlü saldırıya geçip sadece kuru kalabalık yapıyor, bu arada da kanayan egolarını okşamaya devam ediyorlar.

Libido kaşımaları ve komplolar ekseninde geçen rezil diyaloglarla gündem meşgul edilir iken…. 

Arka planda sessiz sessiz akan asıl önemli haberlerden birini sizin için cımbızladım efendim, kayda geçenlere sunulur; 

Birkaç gün önce…

‘Gizli kasa Türkiye’deymiş’ başlıklı bir haber gözüme çarptı, aktarıyorum (1)

‘HALK isyanı sırasında ortadan kaybolan ve 15 gündür kendisinden haber alınamayan Libya Merkez Bankası Başkanı Omar Farhat Bengdara, Financial Times’a e-postayla ‘İşlerimi İstanbul’dan yönetiyorum’ mesajı gönderdi.

22 Şubat’ta Türkiye’ye gittiğini açıklayan gizli kasa Bengdara, dondurulma tehlikesiyle karşı karşıya olan Kaddafi’nin milyarlarca dolarını güvenli limanlara aktarmaya çalışıyor.

Libya’da finans kaynaklarıyla ilgili kilit noktaları elinde tutan Bengdara’nın İstanbul’da Kaddafi’nin yurtdışındaki paralarını bloke edilmeden önce güvenli limanlara aktarmaya çalıştığı belirtildi.

Libya’yı terk eden Kaddafi ve ailesinin mali varlıklarının yerini değiştirebilecek birkaç yetkiliden biri olan Omar Faruk Bengdara’nın 2 haftadır ortadan kaybolması kafaları karıştırmıştı. Libya Merkez Bankası Başkanı’nın İsviçre ve Londra’da olduğu iddia edilmişti.
Reuters ajansı ise Bengdara’nın şu anda Dubai’de bulunduğunu ve kendisiyle telefon bağlantısı kurduğunu bildirdi.
Bengdara, Reuters muhabirine Trablus’taki iletişim sorunları nedeniyle 22 Şubat’tan itibaren yurtdışında çalıştığını söyledi. Bengdara, “22 Şubat’ta İstanbul’a gittim. Hükümet İstanbul’a gittiğimi biliyordu. Başbakan biliyordu” dedi.’

Libya hükümetinin rezervlerinde 130 milyar dolar bulunduğu, bu paranın Libyan Investment Authority fonuna ait 70 milyar dolarının Kaddafi ve çocuklarının kontrolünde dış ülkelerde değerlendirildiği belirtiliyor. Kaddafi’nin çoğu başkent Londra’da olmak üzere İngiltere’de nakit 20 milyar sterlini bulunduğu iddia ediliyor.’ 

 

 

ÖNEMLİ SORULAR

Evet, haber bu.

Şimdi, yüksek sesle soralım;

Kaddafinin bu dev kirli servetini İstanbul’da oturup dünyaya aktarmaya çalışan Farhat Bengdara’nın faaliyetleri acaba Türk makamlarının takibinde midir?

 Cevap elbette ‘evet’ olmalı.

Yasal transferler dışında para hareketleri söz konusu olabilir mi?

 Peki, bu kirli dev servetin transferi için (kısa bir süre için de olsa)  Türkiye, İstanbul üs olarak niçin seçildi?

Bu transferler gerçekleşir iken nasıl bir yöntem uygulandı?

Paranın yolculuğunda, dağıtımında rol oynayanlar kimler?

Bu haberin arkasında, dikkatlerin Türkiye’ye çevrilmesini isteyen birilerinin bilinçli bir yönlendirmesi de olabilir mi?

Bu sorular ‘savaşın yeni hedefidir.’

Konu bu kadar iddialı ve önemlidir.

Hemen, bir başka ilgili habere bakalım; (2)

‘Libya’nın gizli serveti savaşın yeni hedefi olabilir’

NYT

'Libyada çatışmalar devam eder iken, uluslararası güçler Kaddafinin 70 milyar dolarlık fonunu kontrol etme mücadelesine başlıyor olabilir. Nakit paranın yanı sıra, İngiliz yayım kuruluşu Pearson ve İtalyan Juventus futbol kulübü dahil Avrupa’nın seçkin şirketlerinde sahip olunan hisselerden oluşan fon, Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam’ın öne çıkmasını sağlayan bir kartvizit görevi gördü. 2006’da kurulan fon, Kaddafi’nin Libya’yı batıya açılmaya hazır bir ülke haline getirme çabaları için kullanıldı.

Bu fon aynı zamanda, Libya liderinin Rothschild ailesi, İngiltere Prensi Andrew, Avrupa Komisyonu’nun ticaretten sorumlu eski üyesi Peter Mandelson, üst düzey İtalyan yöneticiler ve ABD’li özel girişim sermayelerinden Stephen Schwarzman ile ABD’li savunma şirketi Carlyle Group’tan David Rubenstein gibi önemli isimlere yakınlaşmasını sağladı.

Washington yönetimi, Libya Yatırım Ajansı’nın ABD’li şirketler tarafından yönetilen varlıklarını dondurmayı istediğini ifade ederken, şu ana kadar belirli bir banka ve kurum ismi açıklanmadı.

İngiltere ise yetkililer, fonun varlıkları satması ya da Libya’ya geri göndermesinin engelleneceğini belirtti. Bu varlıklar arasında Pearson şirketindeki hisseler ve Londra’daki ticari gayrimenkullere ait küçük portföyler bulunuyor.

Ancak Seyfülislam Kaddafi’nin dolaylı olarak kontrol ettiği fonun içerdiği 50 milyar dolarlık nakit para ve diğer menkul kıymetlerin babası Muammer Kaddafi’ye aktarılıp aktarılamayacağı henüz bilinmiyor. Yetkililer, fondaki paranın büyük kısmının Libya’da veya Kaddafi rejimine yaptırım uygulamayan Ortadoğu ülkelerindeki bankalarda olduğunu düşünüyor. ‘

Son haberler böyle…

Ne düşündünüz ey bilen okur?

Dünyanın gözü bu servette, savaşın yeni hedefi olarak izlemeye alının bu servetin bir bölümünün transferi İstanbul’dan yapılıyor ise…

Yukarıdaki önemli soruların cevapları  sadece dışarıda değil içeride de birilerini tahmininizden çoook çok daha fazla ilgilendiriyor demektir.

Akıl sağlığını zorlayan malum haberlerden bunalanların dikkatine sunulur...

 

1) http://haber.gazetevatan.com/gizli-kasa-turkiyedeymis/364218/2/Haber

 

2) http://www.hurriyet.com.tr/planet/17181618.asp?gid=286

 ***

 

YENİLEME :29 NİSAN 2012

 

Kaddafi'nin paraları bakın nerelerden çıkıyor;

Sarkozy'i yakacak belge

Fransız internet haber sitesi Mediapart, 2006'da Muammer Kaddafi rejiminin, Nicolas Sarkozy'nin 2007'deki seçim kampanyasına "50 milyon avro mali yardım yapmayı" kabul ettiğini gösteren ve üst düzey bir Libyalı yöneticinin imzasının bulunduğu belgeyi yayınladı.

Mediapart tarafından yeşil çerçeve içinde verilen Arapça yazılı ve Fransızca'ya tercüme edilen bilgi notunda, Libya dış istihbarat servisinin eski başkanı Musa Kusa, Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylık kampanyasına 50 milyon avro tutarında mali yardım yapılmasıyla ilgili Libya genel halk komitesi bağlantı bürosu tarafından yayınlanan talimatla ilgili anlaşmayı teyit ediyor.
 
Anlaşmaya, Libya tarafından Libya istihbarat birimleri direktörü Abdullah Senussi ve Libya Afrika yatırımları fonu Başkanı Beşir Salih, Fransız tarafından da Brice Hortefeux ve Ziyad Takiyeddin'in katıldığı 6 Ekim 2006'daki toplantıda "şifahi" olarak varıldığı ifade edilen belgede bu mali yardımın yapılıp yapılmadığı belirtilmiyor.Nicolas Sarkozy'nin yakın arkadaşı Hortefeux 2007'den 2011'e kadar İçişleri de olmak üzere bakanlık görevlerinde bulunmuştu.

Sarkozy'nin sözcüsü, belgeyi ve iddiayı "gülünç" diye niteleyerek, seçim kampanyası hesaplarının toplamının 22 milyon avro tuttuğunu, 50 milyon avronun hayal edilemeyeceğini ve hesapların anayasa konseyi tarafından onaylandığını belirtti.Lübnan asıllı işadamı Ziyad Takiyeddin'in avukatı da, müvekkilinin belgede belirtilen toplantıda yer almadığını, ancak tarihler ve kişiler gözönüne alındığında bu belgenin inandırıcı olduğunu söyledi. Belgenin yayınlanması üzerine Sosyalist Parti de Sarkozy'nin Fransız halkına açıklama yapması gerektiğini bildirdi.
 
Gizli belgeleri gördüğünü söylemişti
 
Fransa'da skandal haberleri ortaya çıkarmasıyla ünlü Mediapart sitesi, belgeyi bugün kaçak olarak yaşayan Libya'nın eski üst düzey yöneticilerinden sağladığını belirtti. Mediapart muhabiri Fabrice Arfi, geçen ay The Guardian'a yaptığı açıklamada, halihazırda yürütülen bir soruşturma kapsamında hazırlanan dosya içinde, bağışla ilgili gizli belgeleri bizzat gördüğünü söylemişti. The Guardian ayrıca, Sarkozy'nin seçilmesinden kısa süre sonra Kaddafi'yi Paris'e davet ettiğini, Elysee Sarayı'nın bahçesinde çadır kuran Muammer Kaddafi'nin, Sarkozy tarafından "kardeş lider" sözleriyle nitelendirdiğini hatırlatmıştı.
 
Libya'dan para aldığı ileri sürülmüştü
 
Paranın Lübnanlı silah tüccarı Ziyad Takiyeddin tarafından sağlandığı, silah tüccarının Fransa'nın geçmişte Pakistan'a denizaltı satışına aracılık ettiği, alınan komisyonların başka bir seçim kampanyası için kullanıldığı ve Karaçi'de Fransızların ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırıyla ilgili soruşturmada da suçlandığına dikkati çekilmişti.
 

Kaddafi'nin Sarkzoy'nin seçim kampanyasına para verdiği iddiasını, ilk kez geçen yıl Euronews televizyon kanalına konuşan Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi gündeme getirmişti. Seyfülislam Kaddafi, muhaliflere destek veren Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi eleştirerek, Sarkozy'nin seçim kampanyasında Libya'dan para aldığını ileri sürmüştü.Seyfülislam Kaddafi, Sarkozy'nin 2007'deki seçim kampanyasını Libya'nın finanse ettiğini iddia etmiş ve Sarkozy'den bu parayı geri vermesini istemişti.


http://dunya.milliyet.com.tr/sarkozy-i-yakacak-belge/dunya/dunyadetay/28.04.2012/1534059/default.htm