Konuşursan taş yaparız tehditi altında...

15 ŞUBAT 2011

Başlık yeteri kadar açık değil mi?… Ne dersiniz ey izleyici okur?!
………
Hiç kimsenin, sırf kendi gibi düşünmüyor diye bir diğer insanın/insanların iradelerini, kelimelerini rehin almaya, hukuku, kanunları hiçe saymaya, kendi gibi düşünmeyenleri yıldırmak, etkisizleştirmek adına her türlü tuzağı mübah görmeye hakkı o-la-maaaaz, YOK.
Laikliği savunuyor, Türkiye Cumhuriyeti’ni  korumaya ant içiyorsanız, Atatürk’ü seviyor ilkelerini ilkeniz olarak kabul ediyorsanız, birilerinin siyasi görüşlerine de katılmıyorsanız, bu Allahsız, imansız ve de bir sonraki aşamada suça eğilimli olacağınız anlamına da gelmez, gelemeeeez.
 

Yaşatılana bakın; şayet bu anlamda birilerine en ufak bir muhalefet görüş beyan ederseniz ‘dikkat et, konuşanı taş yaparız’ tehditleri yağmaya başlıyor…
Veeee…. Malum akorttan medyanın çekmeceleri ‘kurgu haberlerle’ yüklü, birine mi kızıldı? Açın çekmeceyi, taş yapınız konuşanı, itibar infazına başlayınız, ‘çete gölgesi’ düşürün, hayatını daraltın, rol modelleri üzerinden toplumu korkutun mu amaç?!
Üstelik böyle isim vererek, kimin başına ne iş geleceğini bazı ! maluum yazarlar nasıl oluyorda çook önceden biliyorlar?
SEYİRCİSİNİZ CHP ve MHP milletvekilleri? ……….
 
Bu arada… Hepinize hatırlatırım, suçu ispatlanana, mahkemeden hüküm giyene kadar ‘hiç kimse suçlu sayılamaz, suçlu olduğu söylenemez..
İddianamesi tamamlanmamış, soruşturma aşamasındaki bir ‘DOSYA’ya (dosyalar oldu artık. Ek not tarihi ; 2.2011 )
bakınız, bu dosyadan şu anda ‘hüküm’ giyen, suçu kesinleşmiş olan tek kişi YOOOK ise...
Dolayısıyla da…
Hüküm giymeden hiç kimseyi ‘çete, örgüt  üyesi’ olarak suçlayamaz, kamuya, vatandaşa ‘bunlar çetedir, örgüt üyesidir’ hükmüyle sunamazsınız, insanları hedef gösteremezsiniz.
O halde bu olan biten ne?!!!
Soruşturmadaki iddialar birilerince ‘araç’a mı dönüştürülmek isteniyor dersiniz?
Neyin ‘aracı’na?....
                                                      *** 
Okudugunuz bu satırlar, 2008 yılı Mart ayında kaleme aldığım makalemden alıntılardır efendim. (O tarihte görev yaptığım AKŞAM Gazetesindeki köşe yazımdır)
 
Ve bugun, aradan 3 yıl geçtikten sonra…
İçinde bulunduğumuz şu günlere baktığınızda ne görüyorsunuz?
Bu süreç artık, laik Türkiye Cumhuriyetine inanan, vatandaşlık hakkını kullanıp ‘Sultan’a pardon malum birilerine muhalif görüş beyan eden sokaktaki çoook geniş kitlelerin maduriyeti sürecine dönüşmüştür, baskı katlanarak artmış, adına da ‘ileriii demokrasi’ denilmeye başlamıştır.
Yüzde 42 artık aynı dosyanın! ortak madurudur efendim!…