O, ‘hepsi benim olmalı’ diyor

30 Temmuz 2011

Kuvvet Komutanlarımız ve de Genelkurmay Başkanımız Sayın Koşaner ‘gördükleri luzum gereği’ emekliliklerini istediler. Ben de duyarlı vatandaş kimliğimle, kendilerini saygılarımla selamlıyorum. Sayın Koşaner’in veda açıklaması ‘görülen luzum’da ne derece haklı olunduğunu
ortaya koyuyor.

  ...

Çoğunuzun, bu önemli mesajı satır satır okuduğuna eminim. Ancak, bir defa daha, özellikle de bu bölümü hep birlikte yükse sesle, tekrar okumayı teklif ediyorum;   

"Şu anda 173‘ü muvazzaf, 77‘si emekli olmak üzere 250 general-amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuş, hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunmaktadır.

Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek, bir çok hukukçunun da ifade ettiği gibi, mümkün değildir. Bu durum, bir çok defa yetkili makamlara iletilmesine, anlatılmasına ve takip edilmesine rağmen soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunması mümkün olmamıştır.

Haklarında henüz hiç bir kesin yargı kararı olmamasına rağmen tutuklu bulunan 14 general-amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tehdit edilmesinin yanı sıra mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yükser Askeri Şura‘da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır.

Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da TSK‘nın sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır…..’

Bu veda mektubu  asla hafızalarımızdan silinmeyecektir. 

İstifalarından ardından gelen tepkiler içinde özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklaması son derece önemli ifadeler ile yüklüydü.

Bahçeli yaşanan krizden hükümeti sorumlu tuttu, Bahçeli’nin şu satırlarına dikkatinizi
çekerim;

‘…Esasen siyasi iktidarın yargının AKP’lileştirilmesinden sonra gözünü Türk Silahlı Kuvvetlerine diktiği ve bundan kaynaklanan gerilimlerin önlenemez ve yönetilemez bir aşamaya geldiği anlaşılmaktadır. 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleneksel hiyerarşik yapısını alt üst etmeye kararlı olan AKP zihniyetinin, bugünkü bunalımın baş aktörü olduğu açık ve nettir. Son gelişmelerden TSK’nın yeniden dizayn edilmek istendiği anlaşılmaktadır.

Özellikle etnik temelli vahşi terörün kanlı saldırılarını yoğunlaştırdığı bir dönemde ordunun yıpratılmasının, tahrip edilmesinin ve bütünüyle darbeci bir kurum olarak gösterilmesinin çok tehlikeli gelişmelere neden olacağı aşikârdır.

Türkiye’nin yakın dönemde yaşadığı siyasi, demokrasi ve anayasa krizinden sonra karşılaştığı bu devlet krizi ağır neticelere yol açacaktır. 

Komuta kademesi; AKP hükümetinin gerilimden beslenen politikalarına aynı şekilde cevap vermemiş ve millet iradesine saygı göstererek demokratik olgunlukla emeklilikten yana tercihini kullanmıştır. AKP hükümeti bunu acziyet olarak görmemeli ve geçmişin intikamını alırcasına TSK’yı zan ve töhmet altında bırakan uygulamalarından artık vazgeçmelidir. Türkiye’nin bugünkü nazik, hassas ve kritik döneminde sağduyuyla ve sükûnetle hareket etmek zorunluluk haline gelmiştir….

Bu arada... CHP’nin açıklamasını  fazla ‘MIŞlı, MİŞli buldum, çooook sert olmuş,
bence biraz yumuşatsalar iyi olurdu!!!!

Bir bölüm necip medyamız da ise bu ciddi durum, gelinen nokta, hala ‘sıradaan bir gelişme olarak’ hatta neredeyse ‘kına promosyonu’ ile okura  sunulmaya çalışıyor.

Sözün özü benim için de şudur;

Başbakan Erdoğan, seçimlerin hemen ardından yaptığı açıklamaların birinde, ‘bana oy vermeyen, diğer yüzde 50’nin oyuna da sahip olmak istiyorum’ demişti. Oyların yüzde 100’üne demokrasilerde değil, ancak otokratik yönetim biçimlerinde sahip olunabilir, bir biçimde!... 

Başbakan ve de AKP, asla karşı görüşe tahammül edemiyorlar, bu açıklamasından da anlaşılacağı üzere yol haritasını deklare etmekte de hiiç sakınca görmüyor.

Her geçen gün hedefteki yüzde 100,  bireylerimiz hatta 'yetmedi kurumlarımız', hatta bunun da daha ötesi ne ise …

Tamamımız üzerinde, tek söz sahibi olma yönünde hızla da yol alıyorlar...

İronik anlamıyla ‘ileriiii demokrasi’ olarak adlandırılan bu süreçte ‘hepsi benim olmalı’ diyenlere, biraz  ‘dünya tarihi’ okumalarını tavsiye ediyorum.

Ben de şu günlerde, sürece uysun diye,  ‘nasıl iyi bir ileriii demokrat robot olunur’ öğretilerini ezberliyorum!!!

 

 

http://haber.gazetevatan.com/hukumet-gozunu-tskya-dikti/391435/9/Siyaset