Sürpriz olacak mı?!
9 Haziran 2011
Tarihi öneme sahip olan seçimlere artık çok kısa bir süre kaldı. Öncelikle hemen belirteyim, BDP'nin de içinde bulunduğu ittifakın milletvekili sayısını 30'a kadar çıkarabileceği tahminlerini gerçekçi buluyorum ve de MHP'nin de elbetteki barajı geçip, beklenenin üzerinde oy olacağı, CHP'nin ise özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde de son derece tatmin edici, sürpriz sonuçlar elde edeceği beklentisini ben de taşıyorum. Bu tablonun yaklaşık olarak gerçekleşmesi, AKP'nin ise yüzde 40 civarında bir oy alması, Anayasamızı istediği gibi değiştirip, referanduma gidecek sandalyeye sahip olmasa da tek başına iktidar gücünü elinde tutmaya devam etmesi, bu tablo size yeterli gelecek, çok mu sevindirecek?!
Bugünkü atmosferin üzerinden yükselip 13 Haziran'a baktığınızda; kendisi gibi düşünmeyen vatandaşına, 'hııım AKP'li değilsen darbecisindir' kalıbı dışında bakamayan (hayır ikisi de olmayı red ediyoruz) bu
arada kendisinin aşırı otoriter eğilimlerinin ise 'ileriii demokrasi' olarak kabul edilmesini buyuran, ekonomide halının altına süpürülen ağır sorunları hala teğet geçme olarak yorumlayabilen
/bu listeyi sayfalarca uzatabiliriz/ ülkede kırmızı alarm veren sayısız duruma rağmen Sayın Erdoğan'ın oy
oranının ancak yüzde 40 civarına düşmesi, olası bu sonuç sizin için çok mu tatmin edici olacak ey AKP'e oy vermeyecek olan (ve de hala kararsızlık durağında bekleme yapan) değerli seçmen?
Yüzde 40 civarına düşse dahi iktidar olmaya devam edecek, seçmenine ise 'oynayamıyorum yerim dar' diyerek sızlanma gerekçesi yaratma imkanı bulacak AKP (böylece AKPli seçmende yeni dönemde umduğunu fazla bulamayacak) diğer tarafta kendisi gibi düşünmeyenleri de 'karanlık odaların hizmetinde' olarak görmekten artık vazgeçecek mi dersiniz?
Başkanlık modeli ve benzeri hayati hedeflerinden uzaklaştırılmasının faturasını kapısına çarpı koyduklarına daha ağır kızgınlıkla ödetmeye kalkmayacaklar mı?
'Galiba benim de telefonum dinleniyor' diyerek ruh sağlığı bozulan 70 yaşındaki Ayşe Nine rahatlayıp 'oh' mu çekecek?
AKP yüzde 40 ile iktidarını sürdürmeye devam edince, dün 'Y... Y... Yolsuzluk iddiaları, gemicik,
dikili ağaçcıklar, şey, kem-küm' demeye çekinenler, birden 'bu iddialar O'cu 'Bu'cu ayırt edilmeksizin nihayet sonuna kadar araştırılmaya başlandı' diyerek huzura mı erecekler?
Oy oranı gerilese de iktidar olması beklenen AKP'e Arap coğrafyasında bölgesel rol modelliği yüklemesini yapanlar da 'ama yüzde 40 aldılar o hal dee ...' diyerek artık desteklerini geri mi çekecekler zannediyorsunuz?
Sayın Erdoğan, isyanların rampalığında evrilip, siyasal islamcı yönetimlere teker teker görev devri yaptırılmaya başlayan Arap coğrafyasındaki rol modelliğini daha güçlendirmek adına 'kendisine' prim yaptıracak yeni adımları atmaktan vaz mı geçecek?
Uzağa gitmeyelim, bu bağlamda bakınız ilk adımda önümüzde bekleyene; seçimlerden hemen sonra, onca uyarıya rağmen yeniden İsrail sularına giriş yapacak Mavi Marmara Gemisi'nin yaratacağı 2. tur ağır krizle İsrail aramızda yaşanılması kaçınılmaz gözüken gerilim, Erdoğan'ın politik hesaplarına hiç kuşkusuz çok yarayacaktır. Benzer pojeler de raflarda sırasını bekliyordur herhalde! İçeride 'Başkan' olamaması 'post
modern halife'lik makamına sahip olma arzusunu da yok edeceği anlamına mı geliyor sizce?!
Laik sisteme inanan, modernist düşünün vatandaşların muhafazakar yaşam biçimine göre formatlanma, toplumun siyasal islamcı algıya uygun 'tek tip'leştirilmesi denemelerine 'yüzde 40lara geriledik' diyerek ara mı verecekler acaba?
1 ay sonra başlayacak internette sansür uygulamasından cayacaklar mı?
İzmirlilere gavur, Hopalılara eşkıya, işçiye provokatör, öğrenciye beyinsiz, şehitlere kelle denilmekten vaz mı geçilecek artık?!
Cevapları hepimiz üç aşağı beş yukarı tahmin ediyoruz efendim, fazla romantik olmanın da
anlamı yok. (AKP'nin yüzde 50 civarı oy alması halinde, elbette ki demokrasi, sandık neyi gerektirir ise o olacak, sonucun değerlendirmesini de tamamen düş gücünüze bırakıyorum ! )
Ben tüm bu sorularımı, vatandaşlık hakkımı kullanıp, önüme gelene, bakkalıma, bindiğim taksinin şöförüne, komşularıma, esnafa, sağa, sola, herkese soruyorum, özellikle de öğrenilmiş çaresizliklerle oy
kullanacağını farkettiğim ve de kararsız dalgalarda, med-cezirlerde kalmış seçmenin kendisini sorgulamasına ışık tutmak adına, bıkmadan usanmadan konuşuyorum. 1 oy daha, 1 oy daha...1 oy daha...
Ben bu defa CHP'e oy vereceğim.
Arkadaşımlarımdan bir bölümü benim gibi CHP'e bazıları da MHP'e oy verecekler.
Ve bizler oy vereceğimiz bu partilerin 1 oy daha, 1 oy daha kazanması umuduyla etrafımıza yarın fotoğrafları göstermeye, anlatmaya devam ederek, Pazar günü sandığa gideceğiz.
Sürpriz olacağına, AKP'nin iktidarının devam etmeyeceğine inanarak...
*