Ya duymadıklarımız?!

 

19 Mayıs 2011
 YENİLEME: 16 MAYIS 2012

MHP’nin tepe yöneticilerine yapılan; ‘biz, Türkiye’de siyaseti kendi menfaatine göre değiştirmeye çalışan bir gücün taşeronuyuz. Siz, bizlerin bölgesel planlarına, hesabına uymuyorsunuz, size kaset infazı yapacağız’ şantajı benim aklıma şu soruyu da getirmekte;  ‘birilerinin ki o kaset çetesinin, taşeronların kim olduğu konusunda artık halkın çok net bir tahmini var, son yıllarda,  kamuoyunun vitrinindeki kişileri hukuksuzca,  ahlaksızca, rontgecilik yaparak izleyip, gözetleyip kaydederek raflarda beklettikleri o kasetlerden acaba daha kaç tane var? Şayet var ise… Bu kayıtları, dosyaları kamuoyuna  yansıtmadan, hedefledikleri kişilere istediklerini yaptırmak, baskı kurmak amacıyla da ‘bire bir, karşılarına alıp’ da kullandılar mı ?

...

 Aklımın kurdu işte!

Şu ana kadar kimse savcılara gidip şikayetçi olmadığına göre!  

Sorularımız şimdilik aklımızın kurdu olmuş durumda!

Mutlak olan ise, çook çok sıkıntılı, zor günlerdeyiz. Dünya devleri dahi bugun ekonomi cephelerinden kırmızı alarm veriyor, iflas noktasına gelmiş iken biz teğet geçiyor diyerek kendimize ilüzyon yapıyoruz, üzerine yaşatılan etnik kaşımalar yaraya tuz misali.

Herkesin sinirleri gergin, kitleler gerilmiş yay gibi….

Bu manzara karşısında sağduyulu davranmak zorunda olanlar ise….!

Ülkemin başbakanı, Sayın Erdoğan diyor ki, ‘ beni görünce ayağa kalkmayan general hak ettiğini gördü, gereği yapıldı, gideceği yeri buldu.’

Haberlere, ilgili yorumlara bakılırsa Erdoğan’ın ‘kendisini görünce ayağa kalkmadığı için gereğinin yapıldığını ve gideceği yeri buldu’ dediği general, Türkiye Cumhuriyeti Türk Silahlı Kuvvetleri, Özel Kuvvetler Komutanlığı eski Komutanlarından ve de halen kovuşturma aşamasındaki bir dosya nedeniyle Silivri’de hapis tutulan aynı zamanda MHP milletvekili adayı olan Sayın Engin Alan.

Erdoğan, ülkemin Başbakanı, Anayasa'nın 38/4 maddesi, masumiyet karinesi, suçu ispatlanana, hükmen sabit olunana kadar herkes masumdur, suçsuzdur' kanunu bilmiyor mu? 

Bitmedi, o makamlar tüzel kişiliklerdir efendim, kişisel öfkelerinizi yansıtamazsınız.

'Gereği yapıldı' sözü ise 'adil yargı' kavramı-hukuk ile asla yanyana gelemez bu anlamda ne demek istediğini derhal kamuoyuna açıklamak zorunda, gereği nasıl yapıldı?! 

Tekrar başlık konumuza dönelim.

Kaset şantajları, kişilerin özel hayatları üzerinden siyasetin dengelerine belden ağaşı vuruşlar, ahlaksız rant hesapları, kulis haberlerinden anlaşıldığı kadarıyla son sürat devam edeceğe benziyor.

Şu anda MHP  operasyonların merkezine oturtulmuş vaziyette.
Malumunuz birileri, MHP’i sıtmaya razı etmeye çalışıyor anlaşılan,  sadece sandık değil, sandıktan sonraki yeni dönem adına da bu hazırlıklar.

Bu arada, kargaşaya ara verip, gözden kaçmaması gereken bir gelişmeyi paylaşalım;

MHP yönetimi  alışılagelmiş, eski (bence artık tıkanmış olan) politikalarında önemli değişiklikler yapmaya başladı.

Bahçeli, 6 Haziran’da Diyarbakır’ı ziyaret etme kararı almış, son derece yerinde, isabetli bir karar, ‘orada bir köy var uzakta….’ olmaz, gitmek, dinlemek, sohbet etmek, ortaklaşa çözüm üretmek zorundayız.

Güneydoğu'da 'ya sev ya terk et' söylemini 'yaşa ve yaşat' sloganıyla değiştirerek (nihayet!) Diyarbakır parti bürosuna bu afişi asan MHP, bölgede seçim çalışmasını  Türkçe'nin yanı sıra bölgede Türkçe bilmeyen vatandaşlarla Kürtçe ve Zazaca olarak da başlattı ki bu da son derece olumlu, yerinde bir uygulama (… bir nihayet daha, gayet olumlu ).

Evet…

Seçimlere kısa bir zaman kaldı,  AKP’nin tek başına iktidar olacak oy oranını elde etse dahi (edebilir) Anayasayı istediği gibi değiştirip, referanduma götürecek sandalye sayısını elde etmesi ise  çok zor gözüküyor .

Başta, başkanlık hedefleri, istediği anayasal değişiklikleri yapamaması da niyetine pek uymayacağı için bu durumda  en geç 2 yıl içinde yeni bir seçim sürecine girilmesi ihtimalini senaryolara dahil ediyor.

Birileri adına...

Evdeki hesabı çarşıya uyumlama hallerinde sorun mu gözükmeye başladı sizce ?!

Diğer tarafta…

Biraz önce de belirttiğim gibi, ülkemizdeki siyasete kendi menfaati doğrultusunda yön vermek isteyen meçhul (!) anonim güç ise seçimlerin son dönemecinde  hukuksuz, ahlaksız ikna operasyonlarına devam edeceğe benziyor (bakınız son haberlere, açık aleni yapılan şantajlara).

Bu durumda;

Bizler de miskin laiklik yapmadan, ‘O’cu, ‘Bu’cu diye ayırt etmeden…

Sandığa giderken, yasal, vatandaşlık haklarımızı kullanarak,  konuşarak, anlatarak, çevremizdeki en az 10 kişinin daha Türkiye Cumhuriyeti’nin, Atatürk ilkelerinin, uniter ve de laik yapının bekçisi olarak oy kullanmalarını sağlamanının da boynumuzun borcu olduğunu unutmayalım ey aksiyonel okur.

En az

10 kişi

En az.

***

YENILEME:16 MAYIS 2011

1 yıl önce sormuştum, 'Ya duymadıklarımız' diye...

1 yıl sonra

Ahlaksız kaset şantajlarıyla madur edilen (değerli dışpolitika uzmanı)  Sayın Deniz Bölükbaşı önemli açıklamalar yaptı ve bir de süreci anlatan kitap yazdı, 724 sayfalık kitabın adı; Siyaset İskelesi.

Şantaj çetesi yüzünden aktif siyasetten çekilmek zorunda bırakılan, MHP'den de aday gösterilmeyen Deniz Bölükbaşı, 'üç ayaklı bir yapı' olarak nitelediği tezgahın bir ayağını da MHP içi uzantıların oluşturduğunu belirtti.
Önemli açıklamalar bunlar,  detay için bakınız ;
http://www.gercekgundem.com/?p=458900
Ve

Bölükbaşı'nın kaleme aldığı kitabı da mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Evet
Bakalım daha neler neler duymaya devam edeceğiz!