Tehlikeli bir deneme
Tehlikeli bir deneme
Dünkü gündemden bir haber sanırım fazla dikkatinizi çekmedi (aslında benim de ilk anda dikkatimi çekmemişti, hassas birileri uyarınca farkettim) 'gayet masum gözüken bir ambalajın içine' bakın hangi tehlikeli bomba' (bomba burada mecazi anlamdadır!) yerleştirildi, adamlar hepimizin gözünün içine baka baka, vatanımda adım adım 'özerklik-federasyona' giden yolun taşlarını örüyorlar. Neredesin hakimlerim, savcılarım, neredesin milletimin vekilleri? Dikkatlerinize ve de takibinize sunulur efendim, habere bakınız;
'Van'ın Bostaniçi Beldesi Belediyesi’nde imzalanan toplu iş sözleşmesine eklenen maddeler örnek ! olacak cinsten... Bir ilki gerçekleştiren DTP'li Belediye Başkanı Gülcihan Şimşek, “ikinci evlilik” yapan personeli işten atacak... Sadece bunlar da değil... Eşine şiddet uygulayan kocanın maaşı bundan sonra karısına verilecek...'
Şimdi; kadın hakları, insan hakları şemsiyesini açıp, 'bravo başkana' diyebilirsiniz. Hayır efendim, dememelisiniz, zaten 'O'nların amaçları da size 'insan hakları' şemsiyesini açtırıp, dikkatinizi o masum kılıflı yöne çekip, 'Türkiye Cumhuriye'tinin kanunlarını yok sayarak, kendi kanun ve yasalarını devreye sokmak veee kendilerini Türkiye Cumhuriyeti adına yasa koyucu ilan etmek. Bu duruma göre ilk önce hiçbir özel ve tüzel kişi devletin bir kanununun bir maddesini alıp hiyerarşik olarak daha alt kapsamda olan yönetme, yönerge, talimat vs. maddesi olarak dikte edemez. Yani bireyin 2.evliliği ilgili kanunla yasaklanmışken bir belediye başkanı bunu kendi iş akdine madde olarak yerleştiremez.
Türkiye Cumhuriyeti'nin yasaları çerçevesinde, iş kanununda 'kuma getiren işçi, işverence işten atılır' diye bir madde yoktur, ama adamlar öyle kurnaz bir yerden tutturup asıl hedeflerini örtüyor, karartma yapıyorlar ki... Elbette hepimiz 2.eşe, kumaya karşıyız, burada gözden kaçmaması gereken biraz önce de belirttiğim gibi bambaşka bir proje aslında.
Türkiye Cunhuriyeti kanunlarında olmayan bir maddeye, kanunsuzca hazırlanan yönergeyle işlerlik kazandırıyor, TC hukunu yok sayıyorlar. Bugün 2.eş alanı 'kendi kanunlarına' göre aslında kanunsuzca 'işten atacak' ve bu masum gerekçe sayesinde toplumda 'sempati kazanıp' , Türk Ceza Kanunu’nun tabi olduğu hukuk sistemini de 'bu masum' gerekçe ile delmiş ve de kanun koyucu yerine geçip, yarın belki de ülkenin bölünmez bütünlüğünü tehdit edici son derece tehlikeli bir başka düzenlemeyi de 'iş sözleşmesi' üzerinden gerçekleştirmenin yolunu açmış olacaklar.
Tekrar etmek zorundayım; sakın bu tartışmada '2.eş' ve 'insan hakkı' tuzağına düşmeyelim, bu kılıf üzerinden gizlenen 'kanun koyucunun yerine geçme, kendi kanunlarını oluşturma' denemelerine odaklanınız lütfen ey bilen okur.
Konuyu birçok hukukçuya danıştım, hepsi aynı görüşte; 'iş sözleşmesinde işten atmanın esasları ilgili kanunlarda belirlenmiştir. İş kanununda böyle bir gerekçe ile işten çıkarma yoktur. Dolayısıyla da hiç kimse kanun hükmünü delerek yönerge konusu oluşturamaz, kanun koyucunun yerine kendini koyarak iş akdi düzenleyemez. DTP'li Başkan kanun koyucunun yerine kendini koyuyor. Bugün bu duruma itiraz etmeyenler, yarın X belediye başkanı da kalkıp 'K dilini' konuşmayanların iş akdi iptal edilir' derse ne yapacaklar?'
VAN'ın Bostaniçi Belde Başkanı DTP'li Şimşek hakkında son aylarda çıkan bir başka haber, genel profil çıkarmanızda yardımcı olacaktır; ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nedeniyle DTP'li Belediye tarafından eğlence programı düzenlendi. ‘Demokrasi şehitleri' için saygı duruşunun yapıldığı programda, Belediye Başkanı DTP'li Gülcihan Şimşek, teröristbaşı Öcalan'ın sağlık durumunun tehlikede olmasının, ülkeyi gergin bir ortama sokmasına neden olacağını söyledi ve salonda 'Türkçe' konuşmak zorunda kaldığı için herkesten özür diledi.
Bir başka arşiv haberi daha; 'Bostaniçi Belde Belediye Başkanı Gülcihan Şimşek ve DEHAP Batman İl Başkanı Ali Şimşek'in de aralarında bulunduğu bulunduğu 300 kişilik grup, öldürülen teröristin ailesine taziye ziyaretinde bulundu...'
Ve şimdi de aynı şahıs/şahıslar, Türkiye Cumhuriyeti yasalarının yerine yasa koyucu olmaya mı soyundu? Ki burada isimlerin de önemi yok, özne; A hanım veya B bey, ne farkeder? Yapan değil yaptırana bakalım ve ne yapılmak istendiğine...
Biz cambaza bakar iken, küçük bir belde üzerinden büyük bir deneme yapılıyor, neye giden yolun taşları adım adım örülmeye çalışılıyor?!
'Güler Kömürcü tarafından yazılan bu makale, 10.01.2008 günü yayınlanan Akşam Gazetesindeki köşe yazısıdır.'
