Uykusuz geceler başladı...

 

Uykusuz geceler başladı

 

28 Haziran 2012

Suriye bataklığına gireceğiz artık, zil çaldı !

Kura, zaten çoktan çekilmişti, piyangoyu elbette Sultanımız, ‘Hero’muz kazandı !

O’nun bu yeni süreçteki güç teorisi savaş dinamiğine kilitlenmiş vaziyette...

 

 

Suriye, sınır ihlali yapan keşif uçağımızı vurdu. 2 pilotumuz kayıp,Tanrı yardımcıları olsun.

Medyada ‘ Bizim keşif uçağımız bu kadar gergin bir ortamda göstere göstere niçin Suriye hava sahasına sokuldu, orada ne arıyordu’ sorusu gündeme gelince , Sayın Erdoğan bu soruyu soran herkese çok öfkelendi, ‘’ bunların hepsi satılmış kalemler, nasıl böyle bir soru sorabilirsiniz ‘ dedi. Bir çok gazeteci meslektaşım ve de vatandaş gibi aynı soruyu ben de sordum/soruyorum ama aldığımız cevaba bakın! Demokratik devletlerde ( anlayışla, soğukkanlılıkla, sabırla bilgilendirmek yerine ) soru sahiplerini ağır  dil ile suçlayarak, korkutarak, azarlamak olmaz-olamaz. Neyse, bu kısmı geçelim, ne kadar demokratiğiz artık dünya biliyor. Ben yine de sormaya devam edeceğim ;

 

T24’de Doğan Akın ilginç, önemli bir detayı daha gündeme getirdi, (2) diyor ki; ‘…eğer bu bilgi doğru ise Türkiye, tarihinin en büyük krizini yaşadığı Suriye’nin düşmanca davranabileceği bir bölgeye bırakın keşif amaçlı insansız hava aracı göndermeyi , envanterinde bulunan füze-uçaksavar tanıma sistemi bulunan bir uçak bile göndermemiş demektir. ‘’

O halde, Türkiye füze-radar sistemi bile bulunmayan bir uçağını göndererek Suriye’nin saldırgan yaklaşımına neden kendini kolay hedef yaptı?

Neden böyle gereksiz bir risk almak ihtiyacı duydu?!

 

Biliyorum, birileri, bu ısrarlı irdelemelerimden dolayı bana çok kızacak ama ben vatandaşım, hakkımdır, sorarım efendim ( fikirlerimiz olmasa da, anlayışlarımız ortak olsun, yeter ki ! Bu da mı fazla yüksek bir beklenti oldu ?!!! )

 

MAVİ MARMARA İNADINI HATIRLATTI 

Uçak krizinin geniş çerçevedeki yansımalarına dair yüzlerce yerli-yabancı makale-yorum-haber okudum

Bana bu tartışma zemini bir açıdan Mavi Marmara krizi sürecini hatırlattı.

Gazze’ye (ilk gün) Kızılay’ın yardım gemilerini göndermek var iken onca ulusal ve de uluslar arası kurum ve kuruluşun tavsiyesine uymayıp, siyasi söylemi herkesçe malum İHH’nın Mavi Marmara gemisine niye izin verilmişti acaba?!

 

Sonra ne olmuştu? İsrail ‘sularımıza giriyorsunuz-yapmayın’ diye ikaz etmiş, çok çok üzücü olaylar meydana gelmiş, masum vatandaşlarımız hayatını kaybetmiş,  İsrail ile de neredeyse savaşın eşiğine gelmiştik. Gerginlik hala da devam ediyor.

O gün, başlangıç zili nasıl çalmıştı; ‘’Kızılay’ın yardım gemisi yerine , İHH’nın gemisinin krize dümen kırmasına ..…

 

Arap isyanlarındaki halka rol modeli gösterilen Erdoğan, bu olay üzerinden İsrail’e kafa tutarak Arapların gözündeki kendi popülerliğine kat be kat artırdı, Araplar bu çıkışa hayranlık içinde rol modelleri ne derse evet demeye hazır kıvama geldi! (3)

Tıpkı o dönem kamuoyunda yer alan ‘Niçin Kızılay’ın yerine İHH’ya yol verildi ? Kızılay’ın gemisi yardım götürseydi masum insanlar ölmeyecek, çatışma çıkmayacak, bölgesel  onlarca soruna zemin hazırlanmış olmayacaktı ’ eleştirileri, soruları, yerini bugün de ‘Suriye ile kanlı-bıçaklı olunan bir dönemde keşif uçağımız Suriye’de ne arıyordu?’ Üstelik iddialar doğru ise füze-uçaksavar tanıma sistemi dahi bulunmayan bir uçağımız niye oraya gitti ’ şeklindeki benzer rahatsızlıklara, sorulara bırakınca…

‘Heeeyt susun- oturun orada-gık istemem ‘cevabını aldık.

 

Yeri gelmiş iken; Milliyet’te , dış haberlerin uzman yorumcusu Kadri Gürsel’in konuyla ilgili şu tespitine tamamen katılıyorum; (4) ‘‎'Dış politika, AKP’nin Türkiye’ye biçtiği İslami muhafazakâr kimliğin inşasında kullandığı bir araçtır aynı zamanda. Milletin bir bölümü bu yeni kimliği benimsemez ama bu kimlik onlara çeşitli biçimlerde dayatılırken, ‘dış politikam milli meselenizdir, etrafında birleşmek ve beraber olmak zorundasınız’ kabilinden tasalluta kimsenin hakkı yoktur.'’

 

Daha ne kadar açık izah edilebilir ki?

Sonuç, AKP’nin dış politik tercihinin yarattığı sorunların faturasını tüm Türk halkı ödüyor/ödemeye de devam edecek.

Zayiat bize, ganimet ne tarafa?!!!


YAKLAŞANI VURACAĞIZ DA YA PROVOKASYON OLUR İSE?

Sayın Erdoğan önceki gün kritik bir açıklama daha yaptı; ‘ bundan sonra Türkiye-Suriye sınırında yakın bölgelerde sınıra doğru hareket halinde görülecek Suriye askeri güçlerine karşı derhal kuvvet kullanılacaktır . Suriye’den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak her askeri unsur, bir tehdit olarak değerlendirecek ve askeri hedef olarak muamele görecektir'' dedi.

 

Yaklaşanı vuracağız da!…

 

İşte tam da sorun burada başlıyor ; (5)

‘Suriye güçleri ülkeden kaçışları önlemek için bazı tedbirlere başvuruyor. Sınır bölgesini mayınlama, kaçanları sınıra kadar sıcak takip gibi askeri operasyonlara imza atan Suriye askerleri her an patlamaya hazır bombanın pimini ellerinde bulunduruyor. Birçok defa açılan ateşte kurşunlar Türk tarafına düşerken bazı Suriyeli mülteciler bu ateşlerde yaralandı, bazıları da hayatını kaybetti. Rastgele açılan ateşler sadece Suriyelileri değil Türklere de zarar verdi. (Bu kurşunlardan biri geçtiğimiz günlerde bir esnafın dükkanına isabet etmiş, olayda ölen ya da yaralanan olmamıştı. ) İşte bu bölgede gerçekleşebilecek bir provokasyonun, gerilimin had safhaya çıktığı alanda Türkiye’yi sıcak çatışmanın içine çekmesinden endişe ediliyor. ‘

 

Bu uyarıların sahipleri çok haklı.

Onlarca ikaza rağmen

Ne oluyor?!

Yolculuk nereye?!!!

 

ECONOMİST 5 AY ÖNCE  YAZMIŞTI

Üstelik;

5 ay önce The Economist'de bu günleri öngören, çok isabetli bir haber/yorum yayınlanmıştı, aynen aktarıyorum; (6)

 

‘.... seçim süreci içindeki Amerika yabancı ülkelerde maceraya pek ilgili değildir.

NATO müdahaleden hoşlanmaz.

Eğer Suriye sınırında bir katliam olursa, Türkiye sınıra asker gönderecek mi? (Cevabı , önceki gün Sayın Erdoğan verdi işte, evet gönderecek, hatta daha fazlası! )

Buna İran'ın cevabı ne olur?

Davutoğlu bu sorunun cevabına hazır değil..

Davutoğlu'nu daha çok uykusuz geceler bekliyor......'

 

İşte

Şimdi

Zil çaldı artık

 

Uykusuz geceler başladı…

 

 

 

 

 

***

 

 1) 1) bu savaşın bize maliyeti be olacak?  http://gulerkomurcu.com/index.php?option=com_content&;;view=article&id=445:bu-savan-bize-maliyeti-ne-olacak-zayiat-ne-tarafa-ganimet-ne-tarafa-ey-usta&catid=1:benm-yazilarim&Itemid=

 

2) 

http://t24.com.tr/yazi/dusurulen-ucak-icin-resmi-aciklamalara-giremeyen-kritik-bilgi/5317

 

 

3) İsrail'e savaş açmak  http://gulerkomurcu.com/index.php?option=com_content&;view=article&id=157:sraile-sava-acmak&catid=1:benm-yazilarim&Itemid=2

 

4) http://dunya.milliyet.com.tr/milletin-meselesi-nasil-milli-mesele-olur-/dunya/dunyayazardetay/28.06.2012/1559843/default.htm

 

5) http://gundem.milliyet.com.tr/turkiye-suriye-sinirindaki-multeci-kamplari-ve-provokasyonlar/gundem/gundemdetay/26.06.2012/1559152/default.htm

 

6) http://www.economist.com/node/21543591