'Ortadoğu Açılımı'nız da... Failed... Canıım.. Failed

 

‘Ortadoğu Açılımı’nız da… Failed… Canıım.. Failed

29 Nisan 2012

Heeey… Sıfır sorunlu olduğumuz (!) komşularımız,  heeey ahali , kullanım süresi dolmuş diktatörlerden kurtulduğunu zannedip,   özü radikal ambalajı ılıklaştırılmış  yeni partner dikta rejimi, Müslüman Kardeşler Örgütü’ne teslim edilen kaos içindeki Arap coğrafyası, hepiniiiz, duyduk duymadık demeyin; Ortadoğu artık bizden sorulur, Ortadoğu'nun sahibi artık biziiiiz… Ne o ? Yoksa siz bu büyük lokmayı yutamadınız mı?! Sabrımızı zorlamayın ama!  (Yazının bu bölümünde  gülme efekti var )
Bakınız, bir devlet büyüğünün  birkaç gün önce Ankara’da, oldukça  iddiasız (!)  ve de derin stratejik akılla yaptığı  konuşmasından öne çıkan şu başlıklara:
“Ortadoğu’da değişim dalgasını ‘biiiz’ yöneteceğiz...  Ortadoğu’nun sahibi ‘biiiz’ olacağız… Bölgesel düzenin öncüsü de ‘biiiiz’ olacağız...”

...

Bu arada,  devlet büyüğünün büyüğü de fersah ötesinde, sınırı aşmış halde, bir Suriye’ye Esad’a dönüyor ‘baaak, sabrım taşıyooor amaaa’ diye postasını sunuyor… Bir  ( aman! ‘Bir’ kelimesi ağzımdan çıktı, acaba malumların aklına yanlış şeyler gelir mi?! Şu günlerde…   ‘Bir’ demek pek tekin  değil, arada kaynamayalım !!! ) Neyse, ana konuya dönüyorum, nerede kalmıştık;  biir de  dönüyor Irak’a ve El Maliki’ye kükrüyor cihan devletinin El padişahı; 
‘ sabrımı zorluyorsunuz amaa, bak gelirim hepinizin yanınaaaaa ! ’  Bu diyalogların devamı ise çoook daha  sürrealist ! (Burada da gülme efekti var, yine gülüyoruz ! Baskı altındaki toplumlarda mevcut durum daha nasıl açık anlatılır ki! Kalanı siz söyleyin ey ironi sever okur… )
Şimdi
Bu okuyacağınız satırları ise lütfen parantez içi olarak kabul ediniz;  dışa doğru taşan sabır elbette içe doğru da taşmaz ise kusur olur ! İçe doğru sabır taşkınlığı misyonunu  pek Sayın büyüğün yardımcısı,  Sayın yardımcı  büyük vazife edinmiş gözüküyor; O da Tv dizilerine takmış şu an için, Tvlerdeki tüm diziler tek tip olsun ve O’nun beğenmediği, onaylanmadığı diziler, programlar  yayınlanmasın istiyor, itirazınıda kurnazca öyle bir yere  dayandıyor ki kendisine karşı çıkan olursa otomatik ‘tinerci-ateist’ sınıfına sokuluyor. Referans noktası sadece onların beğenisi , çünkü o beğeni bir format aslında, kitlelerin sinir uçlarını körleştirme, dönüştürme aracı. Zaten,  onlara rağmen halk da kim oluyor? Demokrasi sözlük anlamıyla tam bu işte, üstelik demokrasinin ilerletilmiş hali  bu;  ‘ ileriiii demokrasi… ‘   O da yani Sayın büyük yardımcı (yedekte, 2 nolu ‘büyük’ kadrosunun boşalmasını bekleyerek)  Tv’lere doğru dönüp bağırınıyor; ‘’aaaaa sabrımızı taşırmayın amaaa...’’ Bitti. Paragraf başındaki parantezi kapatıp Ortadoğu’nun sahipliği uçuşlarına dönüyoruz.
Önce
Güneydoğu’da  açtılar paketi. Gelgelelim… Açılım paketi  bumeranga döndü, sonuç; başarısız oldu.  Değerli büyüklerin partnerleri,  Sayın’ın Sayın’ı uzmanların  ifade biçimiyle de söyleyelim; ' ... failed …' (Başarısız, beceremediniz  canım )  

Ancaaak
One minute!
Canımız  büyüklerin bazı haklarınıda yemeyelim, çünküü… Bir diğer önemli paket, Silivri açılım paketi  ise gayeet başarılı oldu!  Bakınız işte… Miskin laikler artık ağzı var dili alınmışa döndüler  ‘aman ne me lazııım, ben Face de like yapayım,  muhalefet vecibemi  yerine getirmiş olurum , yeter de hatta artar bile,  sanalda eleştirime 2 de karikatür eklersem, eee, daha ne olsun?!!!  ’ diyerek evlerindeki  en kuytu köşede saklanmaya başladılar. Böyle olunca da…  Sayın büyükler, kazandıkları bu zaferin  başdöndüren ivmesi ,  hiç şüphesiz kıymetli partnerlerinin  de sonsuz desteği,  derken…
Geliverdi  Ortadoğu açılım paketi!
Elbette, TIME’ın da yaratıcı (!) etkisini gözardı etmeyelim, onlar 2 defa daha kapak yaparlarsa açılımcı pek değerli büyükleri, ‘işte son  işareti aldık’ rüzgarıyla artık kimse tutamaz buradakileri !   
Da…
Malumunuz, tıpkı hayatın gerçekleri gibi, Ortadoğu’nun gerçekleri, dengeleri de  azıcıık, birazcık farklı!
Ne diyor son yayınlanan ilgili raporlar, aynen aktarıyorum; 
‘ Bölgesel aktörlerin, küçük ya da büyük, Türkiye’nin takipçisi olduğu söylenemez. Türkiye’nin hangi değerler üzerinden bir ‘rol model’ ya da ‘imrenilecek ülke’ konumunda olduğu hususu oldukça tartışmalıdır. Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik dış politikasında hangi değerleri projekte ettiği ve nasıl bir ‘rol tanımı’ içinde olduğu yeterince net değildir.’

Ortadoğu’da sözünüze karşı çıkanları, muhalefet edenleri de tutup, tutup... Nezih sahil merkezi Silivri'de konuk etmek (!) yine azıcık, birazcık  güç olduğu için! Daha farklı donanımlar gerekiyor…  Hani nasıl diyorlar ; reel politik, efendim!
Altıboş sempati söylemleri veya ahbap Muslum Brother Örgütü taraftarına ‘en büyük sizsiniz , rol modelimizsiniz’ methiyeleri saydırarak Ortadoğu’da lider olunamıyor, ne acı ki!  Olsa, dükkan sizin!
Akıl sahipleri haklı, raporlarında, makalelerinde soruyorlar işte (bknz son birkaç günün ilgili haberlerine) ; ‘Ortadoğu’ya yönelik dış politikanızda hangi değerleri projekte ettiniz? Silahlı direnişçileri destekleyerek aldığınız korkunç riskler bu defaki açılım paketi üzerinden  acaba size ve de halka nasıl dönecek?   Ortadoğu’daki diğer güç dengelerinin çakışan menfaatlerine yönelik yoksa abaküs kullanarak mı hesaplamalar yaptınız?’ şeklinde başlayıp uzayııııp giden bu sorulara karşın...  
Kendini Ortadoğu’nun yeni sahibi ilan eden pek değerli büyükler!
Pardon!
Ne dediniz, duyamadık!
Dip not; fakat, itiraf etmeliyim ki  bir bakıma da ‘Ortadoğu'nun sahibi artık biziiiz’ açılımına çook sevindim. Niye mi? Çünkü;  ‘sonucu şimdiden ortada olan bu açılım paketine arka çıkan gerideki asıl patron da  (Mr. Barack O. ve de kadrosu) yatırım yaptığı bu ekibin başarısına (!!!) bağlı olaraaak…  Hep birlikte!....  
Eveet
Yine… Gülme efekti…