Gizli dinleme yapan hainler kim?

Bu makalem 11 Mart 2008 tarihinde AKŞAM Gazetesindeki yayınlanmıştır

Genelkurmay Başkanı (Kuzey Irak'tan çekilmeye biz özgür irademizle karar verdik) dedikçe, medya ve siyasetten birçok kişi 'söz'e inanmayıp, ısrarla tam tersine diretiyor hatta bazıları söylemlerini hakaret seviyesine vardırıyor, Yaşar Paşa'yı kişisel olarak hedefliyorlar.

Konuyla ilgili e-posta gönderen çok sayıdaki okurum;

Genelkurmay Başkanımız Büyükanıt'ın aldığı kararların doğru olduğuna inandıklarını, tartışmanın ters köşeye çekilip, asıl başarının bilerek gözden kaçırıldığını, Genelkurmay'ı dört koldan yıpratmanın sadece malum birilerinin planını güçlendirdiğini söylüyorlar ki ben de okurlarım gibi düşünüyorum.

Sade vatandaşlar bakınız sözde uzmanların görmediği nelerin farkında; 'Sayın Güler Hanım, Ordumuz, dünyada bugüne kadar hiç bir ordununun gerçekleştiremediği bir ilki başardı. Kış ortasında dağların zirvelerindeki terörist kampları, hem de kara birliklerini ulaştırarak sürpriz bir baskınla darmadağın edip, bütün birliklerini 1 gün içinde yine yüksek nitelikte bir sevk ve idare kabiliyeti gerektiren bir süratle de geri çekti. 5.000 kişilik bir operasyonu, bu kadar kısıtlı bir sürede başarıp 1 gün içinde askerlerini geri çekebilme işini ABD ve İsrail dahil olmak üzere, bugüne kadar yapabilmiş bir Ordu yok. Varsa, bilen söylesin.

İsrail'in, 40-50 komandoyla yaptığı Entebbe baskınının 5.000 kişilik ve 6 günlük olanı bu. Üstelik, bu gibi işlerde asıl mesele 'ölçü, büyüklüktür'.

Çünkü büyüklük, operasyonun hem zorluğunu hem de karmaşıklığını logaritmik olarak artırıyor. Her askerin, yiyeceği, içeceği, tuvalet ihtiyacı, dinlenmesi, cephanesi, morali, beden sağlığı ve eldeki silah sistemlerinin ve birliklerin koordinasyonunu en optimal şekilde yöneterek, en az kayba uğrayarak, düşmana verilebilecek en büyük zararı vermeyi hesaplayan devasa bir 'operations research', bir 'just-in-time' projesidir. Sevgi ve selamlarımla, Suavi Gencer (bir okur).'

Evet, vatandaş böyle düşünüyor. Gelelim en kritik bölüme, fotokopi söylemlerin sahipleri bazı siyasiler 'asıl görmeleri gereken bu büyük skandalı' ise karartmaya devam ediyorlar;

Haberi 2 hafta önce Hürriyet'ten öğrendik. Meçhul birileri, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin dinlenmeye karşı kurduğu kalkan olan elektronik harp sistemlerinin başındaki komutanı 'GİZLİCE' dinledi ve vatanımızın, sizin güvenliğiniz üzerinde birinci dereceden tehdit oluşturarak, gizli dinlemeyle ele geçirdiği konuşmaları 'YouTube'da yayınlandı.

Konuşmalarda Mehmetçik'in Kuzey Irak'a yapacağı operasyonun tarihi tam 48 saat öncesinden dünyaya duyuuldu.

Gizli dinlemeci çete, milli sır kapsamındaki bilgiyi harekattan 48 saat önce dünyaya duyurarak PKK'lı teröristlerin bu bilgiye ulaşmasını da sağlamış oldu.

En korkuncu ise birilerinin bu skandalı TÜRK Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak için kullanması. Dünyanın başarılı, yüksek donanımlı ordularının başında yeralan TSK'nın 'dinlenme zaafı' içindeymiş gibi gösterilmeye çalışılması, işte en büyük hainlik de bence bu.

Böyle kritik dönemde TSK'yı her cepheden yıpratmayı, kim istiyor olabilir? Tam burada durup, dünkü gündemden bir haberi hatırlayalım;

ABD'nin çuvalcı generali 'ABD harekatın kısa süre olmasını istedi. Amaç kısa sürede PKK ile müzakere yapılabilecek hale gelmesini sağlamaktı...' dedi.

PKK ile müzakere yapmamızı istiyorlar, inanılmaz. Yoksa birileri 'istihbarat paylaşımı' anlaşmasını tersten mi okumaya başladı?!

Sırada kim var?

Başbakan, bakanlar ya da kimi yıpratmak istiyorsanız, dinleyin ve kamuoyuna sızdırın mı?

Birileri bize/size, 'biz sizin her şeyinizi biliriz ve zamanı geldiğinde en masum bilgiyi dahi istediğimiz gibi çarpıtır, sizi köşeye sıkıştırırız' diyorlar.

Bu mesaj 'askerimizin' üzerinden aslında hepimize veriliyor ey Türk milleti.

Peki senin onlara mesajın ne ey Ankaram?!