Yeni Dünya Kurgusu

Evet mi? Hayır mı?

27 Mart 2017

Referanduma 20 gün kaldı! Toz duman! Ahali ‘evet mi çıkacak- hayır mı çıkacak? O çıkarsa ne olacak, çıkmazsa bu olacak! ’ tartışmasıyla meşgul. Türkiye adeta tek gündemle yatıp kalkıyor, gürültü, gürültü, uğultu!

Birkaç farklı ses arada bir rutini bozuyor;

Yeni Dünya Kurgusu

Evet mi? Hayır mı?

 

Referanduma 20 gün kaldı! Toz duman! Ahali ‘evet mi çıkacak- hayır mı çıkacak? O çıkarsa ne olacak, çıkmazsa bu olacak! ’ tartışmasıyla meşgul. Türkiye adeta tek gündemle yatıp kalkıyor, gürültü, gürültü, uğultu!

Birkaç farklı ses arada bir rutini bozuyor;

Ya hu! Ne Referandumu?! Biz zaten son yıllardaki çok hatalı politikalar vs vs vs (bu vs leri siz gönlünüzce tamamlayın) nedeniyle kutuplaştırılıp, kopma, patlama noktasına getirildik, burnumuzdan soluyoruz, ekonomi de çok kötü, üzerine bu Referandum tartışmalarıyla, nereye doğru sürükleniyoruz, bu kaldıraç ile nereye?! neden şimdi?! ‘

Hah işte tam bu! Dikkatinizi çekmeye çalıştığım;

Aylardır devam eden, ısrarla ettirilen Referandum süreci.. Sürecin tam kendisi...

Resetlenen Dünyada, zamanın altından kıymetli olduğu bu dönemde biz verimsiz referandum tartışmalarıyla, üç aşağı-beş yukarı miyop gündemlerle çerçevelenmiş, debeleniyoruz, beyinlerimizde renksiz o ezber, 2kelimelik; evet mi hayır mı evet mi hayır mı? Sahi neden şimdi, neden Referandum tartışmalarıyla kilitlendik, neden?

....

Şu verilere bi bakalım, izninizle!

Yılbaşından buyana en çok değer kaybeden para yüzde 21 ile TL. Yüzde YİRMI BİR.. Sonra Meksika!

Uluslar arası açığımız ise TCMB’e göre 359 milyar dolara yaklaştı.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, 1.Dünya Savaşından sonraki en zorlu dönemde olduğumuzu söyledi

Vatandaşın sadece 'Kredi Kartı borcu; 250 milyar Lira' toplam kart sayısı ise 170 milyonu aştı.

Türkiye’de işsiz sayısı 6.5 milyona yaklaştı, patlama yaşanıyor. (2002’de 2 milyon civarındaydı)

İşsizlerin 4’te 1’i yüksek öğrenimli.

OECD verilerine göre Türkiye, 35 ülke arasında birinci: 13 milyon, 15-29 yaş arasında genç nüfusun yüzde 29. 8’i (3.8 M) ne okuyor, ne işi var ne de eğitimi var.

ABD ve AVRUPA da göçmen karşıtı, yabancı karşıtı ve de özellikle radikalinden siyasalına islam karşıtı politikalar hızla daha çok taraftar buluyor, alkış alıyor, oy alıyor.

ABD ve AB de ulusalcı, küreselleşmeden rahatsız, öfkeli kalabalıkların sesi olan partiler iktidara geliyor veya artan muhalefet güçleriyle iktidarlar üzerinde etkili oluyor.

İstanbul nüfusunun 4’te 1’i artık Suriyeli.

Ülkesini terk eden her 100 Suriyeliden 58’i Türkiye’de yaşıyor.

Türkiye bugüne kadar mülteciler için 25 milyar dolar harcadı. Bunların arasında binlerce, radikal İslamcı örgütlere üye veya sempatizanın da Türkiye’ye geçiş yaptığı öne sürülmekte.

Başbakan Yardımcısı Kaynak’ın 26 Mart 2017’deki açıklamasına göre, 3 milyon Afgan göçmen daha İran sınırından Türkiye’ye gelmek üzere.

ABD merkezli araştırma şirketi PEW’in anketine göre Türkiye İŞID sempatizanı ülkeler arasında ilk 5 arasında (Nijerya, Senegal, Malezya, Pakistan’dan sonra 5.sırada Türkiye var, halkın yüzde 8’i sempatizan-PEW e göre)

Bu zeminde durup yansıtımlar yapabilir, kısa mesafeyi aydınlatabilir, tali yollarda gezinebiliriz... Daha fazla gezinmeyelim, anayolu gösteren işaret tabelalarında ne yazıyor, buna bakalım, yazımın girişindeki rutin bozan soruya cevap verelim;

Hızla daralan, kötüleşen ekonomiler, hızla tükenen doğal kaynaklar, hızla yükselen ırkçı politikalar, küresellik karşıtlığı hızla keskinleşen AB, ABD’nin elitleri...

Yerlerinden bambaşka topraklara sürülen, sürüklenmek zorunda kalan, mülteci konumuna sokulan çoğunluğu vasıfsız, az eğitimli insanlar, milyonlarca çoluk-çocuk...

Özellikle Ortadoğu ve Asya’da kurulmak üzere sıraya sokulmuş yeni devlet adayları, ‘şehir devletler’...

Başta Işid, ‘markalaştırılmış’ radikal islamcı kanlı terör örgütleri, üstelik tüm bunlar dünyaya atılan yeni formatın daha ‘ilk level’ındaki ürünler!...

İşte size Yeni Dünya Kurgusu

Yeni bir Dünya Kurgusunun tam orta yerindeyiz...

Bu genel hatlarda

Tüm kabuller ve kurallar değişiyor

Dünya Resetleniyor, yeniden konumlanıyor.

tamBu süreçte üstelik zamanın enerjisinin değiştiği, zamanın kontrol edilemez biçimde süratlenerek aktığı bu süreçte; son üç-beş yıldır kısır, verimsiz, işlevsiz iç politikalarla paralize edildikten sonra üzerine de aylardır hepimizi iyice aşağıya çeken Referandum tartışmalarıyla meşgul edildik.

Artık tam anlamıyla kıpırdayamaz durumdayız, yepyeni bir Dünya kurgusunda, tüm kabuller ve kurallar değişiyor iken, bizim görüş alanımız burnumuzun ucu ...

Sahi

Ya hu

Ne referandumu?!!!!