* * *

Adım adım sona doğru!

Zarrab, Savcıyı ‘1 numara’ya götürecek mi?

Yenileme: 27 Ekim 2016

ABD'de bulunan Bakan Bozdag'dan ABD'li mevkidaşına Zarrab talebi!.. Bozdağ, 'bu dosyada Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve eşine dönük savcının yaptığı değerlendirmeler var, siyasi hedefli dava olarak durdugunu Amerikalı Bakan'a ilettik ve..” dedi
(devamı sayfanın sonunda

 Yenileme:24 Eylül 2016

 

Erdoğan Rıza Sarraf'a sahip çıktı:
 'Amerikalı Hakim ve savcı 'FETÖ'cü'

(devamı sayfanın sonunda

 Yenileme: 19 Mayıs 2016

''Zarrab’ın mahkemeye sunduğu listede Egemen Bağış ve Erdoğan ailesi var. listedeki bağışlar 2013 yılının ilk ayından itibaren listelenmiş. Emine Erdoğan’ın kurucusu olduğu dernek olan Togem-Der ilk sırada../Cumhuriyet Gazetesi'

 -

23 Mart 2016

Öncelikle altını çizelim;

Reza Zarrab dosyası en az 3 ülke için, ‘sadece mali değil, politik şok etkiler yaratacak' çok önemli bir dosyadır.

Başta Türkiye ve İran’da siyaset sahnesinin eski ve de mevcut önemli isimleri, Zarrab’ın ABD’de devam edecek yargılanma sürecindeki gelişmelerden bir biçimde etkilenecektir ki bu etki rüzgarı şimdiden bizim ellerde Poyraz olup esiyor, ilerleyen aylarda hortuma mı dönüşür, başka ne çeşit fırtına yaratır, göreceğiz!

Türkiye’ye yansımalarının hiç sıradan olmayacağı ilk andan anlaşılmakta...

Yeri gelmiş iken, Zarrab’ın hakkındaki iddianamenin tam Türkçe çevirisi sitemde mevcut (1) Görüleceği üzere; Amerikalı Savcı iddianamede şüphelilerin bazılarının açık adını yazmak yerine ‘kodlayarak’ belirtmiş, bazıları için de ‘’Bilinmeyen Şüpheli’’ tanımını uygun bulmuş ki bu durum iddianamenin ileride yüzlerce yeni şüpheli ve onların yüzlerce yeni bağlantıları ile binlerce sayfalık deliller ve de ekleri derken oldukça genişleyeceğini işaret ediyor...

Unutmayalım, yaklaşık son 5yıldır devam eden bir soruşturmadan söz ediyoruz.

Nükleer İran’a getirilen uluslar arası yaptırımların, zamanın Molla başı Ahmedinejad ve de O’nun etrafındaki şahinlerle işbirliği yapılarak  delinmesi, yasaklı ticaretin, diğer ülkelerdeki işbirlikçilerinin izlenip, kayıt edilmesi ve bu takibe hukuki çerçeve kazandırılması, derken...

Şimdi, YARGI aşaması başladı.

Davanın görüldüğü yer; Amerika Birleşik Devletleri, şüpheliler; bilinen ve de bilinmeyen yüzlerce siyasetçi, işadamı, bakan, hatta gazeteci, din adamı ve diğerleri... Davanın mali cephesine bakıldığında kara ağa takılan para 100 milyar dolara yakın...

Akıbeti ne olur, tahsili nasıl gerçekleşir, el konulacak mallar nasıl alınır, biraz hukuk bilgisi olan cevabı tahmin ediyordur.

Bu işin ‘’mali’’ tarafı.

Karanlık uluslararası ilişkiler ağının, ABD’nin Ortadoğu’daki politikalarına son birkaç yılda ne yönde zararlar verdiği, İran ile nihayet geçen yıl gerçekleşen nükleer anlaşmanın gecikmesine ne yönde taşlar koyduğu, ‘’politik hasarların’’ fotoğrafı ise başka bir yazı konusu...

 

Gelinen bu aşamada, Zarrab işbirlikçi mi değil mi tartışması ise gereksiz vakit kaybı. Ki zaten Zarrab çorabın sadece orta boy söküğü!

ABD’de henüz başlayan Yargılama sürecinde, dosyanın (her ülke için farklı 'number One'lar var) 1 numaralı zanlısına (zanlılara) ulaşılmasını sağlayacak, bizim için gayet aşina medyatik bağlantı, onlarca ‘’köprü’’nün içinde de kullanışlı olanı!

 

Zarrab’ın ABD işbirliğinin dünden bugüne öyküsünü önümüzdeki birkaç ay içinde daha net görüp-anlarız, bir tutam Hollywood soslu, oldukça heyecanlı kulislerin bizi beklediği şüphesiz.

Devam eden dava sürecinde Ankara-Washington ilişkilerinde gerginliğin tırmanacağı da bir başka gerçek.

 

GELELİM ASIL DEMEK İSTEDİĞİME

 

Peki

Acaba

Bu dosyanın bizi ilgilendiren kısmındaki 1 numara, spekülasyonların merkezindeki O büyyük karar verici..

Kim?!

iddia çook!

En popüler olanı;

17/25 Aralık süreci olarak adlandırılan, başta, dönemin AK Parti Hükümetinde görevli (sonradan istifa eden) 4 Bakan ile Reza Zarrab-İran-Türkiye-Malezya-Dubai-Kazakistan (şimdilik bu ülkeler) hattında geçen (dosya burada kapatıldı ama) şayet o eski iddialar ABD’deki dosyada güncellenip, yerelleşir ise o iddialar okyanus ötesinden bu topraklara, kimlere kadar uzanır, hangi kurum ve kuruluşları etkisi altına alır?

Hiç konuyu sofistike hale getirmeyelim, bir dolu süslü cümle, teknik analize falan da gerek yok. Hepimizin merak ettiği, üzerine kazan kaynattığımız spekülasyondan geçilmeyen bölüm bu; ‘’Zarrab dosyasının Türkiye ayağındaki 1 numara kim, dosyanın siyasete etkisi ne ölçüde olur, bizde eski defterler tekrar açılır mı, açılırsa bu defa finali nasıl olur?’’

 

Bu soruların cevabı bizim için şu anda bilinmeyen ama muhakkak ki soruşturmayı yürüten Savcı Preet Bharara ve de iddiaları derleyen, delillendiren x ekip için cevaplar pek zor olmasa gerek! Bu davanın 1 numaralı şüphelisinden 100.numaralı şüphelisine, davanın 6.ayında ulaşması varsayılan aşamasına kadar, hukuki çatının şu andan fotoğrafın çekildiğine (davanın Savcısı son derece tecrübeli bir isim ve de benzer soruşturmalara, emsale bakarak) bahse girerim.. Onlar, fotoğrafın içindeki saklı fotoğrafları dahi pekala biliyorlardır.

 

Geldik...

Bu yazımın asıl mesajına;

Böyle büyük ‘siyasi’ arka planı olan, uluslararası bağlantıları bulunan davaların dünyanın en gelişmiş, en demokratik, en hukuk (o nasıl oluyorsa!) ülkesinde dahi çeşitli iç-dış politik merkezlerde pazarlıklara,  taviz alıp-verme araçlarına dönüşmesi de hiiiç sürpriz olmamalı.

Ne demek istediğimi daha açmama gerek var mı?!

Yok.

İşte bu sebeple, Türkiye’ye olası (politik) yansımaların şiddetine bu zeminden baktığımızda, bizim yakanın 1 numarası (O her kimse!) ne kadar gölgede tutulacak veya tutulmayacak... Nisan ayında başlayacak duruşmalar vd siyasi-hukuki gelişmelerle ortaya çıkacaktır.

Olası bir pazarlık olup olmadığını ( bana göre mutlaka olacaktır-kim ile mi? Bilmem! Tebessüm... ) gelin biz pazarlık değil, diplomatik müzakereler diyelim (şık dursun) hangi ölçüde olduğunu anlamak için, Siz, Suriye ve Irak haberlerini şu günlerde daha dikkatle takip edin ey leb demeden leblebiyi anlayan okur...

 

Girişte de söylediğim gibi; Zarrab davası sadece mali değil siyasi bir davadır.

 

Davada adı geçenlerin akıbetinin belirlenmesinde ‘siyaset’ de devrede olacaktır.

Fazlasıyla!

 

 **

 

Ek: (1) http://gulerkomurcu.com/index.php?option=com_content&;view=article&id=1041:te-reza-zarrab-hakkndaki-iddianamenin-tam-tuerkce-cevirisi&catid=4:sectiklerim&Itemid=4

 ---

 

 

yenileme: 9 Ağustos 2016 Zarrab ABD'e güvenlik tehditidir

http://t24.com.tr/haber/savci-bharara-zarrabi-abd-ulusal-guvenligine-tehdit-gordu,354054

 

 

yenileme 24 Eylül 2016

Erdoğan Rıza Sarraf'a sahip çıktı: Hakim ve savcı 'FETÖ'cü

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD temaslarının ardından yurda dönerken uçakta kendisini takip eden gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Fetullah Gülen’i iade etmeyen ve ABD’de tutuklanması yönündeki taleplerine yanıt vermeyen ABD’yi Rıza Sarraf üzerinden de eleştirdi. Posta'dan Hakan Çelik’in aktardığı açıklamalarda, Erdoğan ' Savcı Bharara da hâkim Richard Berman da Türkiye’de daha önce FETÖ tarafından ağırlanmış isimler." dedi.

Erdoğan’ın sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle:

Gülen’in iadesi konusunda Türkiye’nin, ABD nezdindeki girişimleri sürüyor. Biden ile New York’ta yaptığınız görüşmede bu konuda somut bir gelişme var mı? Biden ile görüşmemizde yargı konusu açıldığında Rıza Sarraf konusunu da gündeme getirdim. ABD Adalet Bakanlığı’nın bu davayı havale ettiği mahkeme de ilginç. Savcı Bharara da hâkim Richard Berman da Türkiye’de daha önce FETÖ tarafından ağırlanmış isimler. Yani Adalet Bakanlığı Sarraf’ı tutup orada FETÖ’nün yedirip içirdiği isimlere teslim ediyor. Biden’a bunları anlattım. ‘Ben bu kadarını bilmiyordum’ dedi. Hukukla değil, ilişkiler ağıyla başka işler çevirme peşindeler. Enteresandır, mesela tutup iddianameye eşimin TOGEM’in kurucusu olduğu, benim o dernekle ilişkim olduğu falan yazılıyor. Ama o derneğin kurucuları arasında ne eşim var ne de ben. Böyle bir şey olmamasına rağmen, bunun söz konusu edilmesi adamların art niyetlerinin ne istikamette olduğunu gösteriyor. Halbuki Dışişleri Müsteşarımın da gayet güzel ifade ettiği üzere, ABD hukuk sisteminde ‘egemen bağışıklık’ diye bir madde var. Buna göre devlet başkanlarının herhangi bir mahkemeye konu yapılabilmesi mümkün değil. Buna rağmen iddianamede adımızın geçirilmeye çalışılması, işin içinde art niyet olduğunu ortaya koyuyor.

TUTUKLULUĞU ABD’YE SORDUM ‘Bu kişi (Reza Zarrab) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Eşi ve çocuğu ile birlikte ABD’ye giriş yaptığı anda kendisi tutuklandı, eşi ve çocuğu da hemen Türkiye’ye gönderildi. Bu tutuklama hangi kurala göre yapıldı?’ diye sordum.
Neticede bizim vatandaşımız olduğu için, hukukunu aramak zorundayız. Bu Rıza Sarraf değil de bir başka vatandaş da olabilirdi. ABD, Türkiye’de bir vatandaşının tutuklanmasına nasıl duyarsız kalamıyorsa, biz de herhangi bir vatandaşımızın bir başka ülkede tutuklanmasına duyarsız kalamayız. Kaldı ki gerek Adalet gerek EkonomiBakanlığımızın yaptıkları çalışmalara göre, bu kişinin bir suçu da bulunmuyor. İran da aynı şeyi söylüyor. Ancak buna rağmen bu kişi 6 aydır ABD’de tutuklu durumda.
http://www.birgun.net/haber-detay/erdogan-riza-sarraf-a-sahip-cikti-hakim-ve-savci-feto-cu-129303.html

 

-

27 Ekim 2016

son gelişme

Fethullah Gülen’in iadesiyle ilgili ABD’li mevkidaşı Loretta Lynch ile görüşen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bu ülkede tutuklu bulunan Rıza Sarraf hakkında “Bu davanın Türkiye’ye dönük bir operasyon olarak siyasi hedefli bir dava gibi ortada durduğunu biz sayın bakana ilettik” dedi.

Lynch ile görüştükten sonra basın toplantısı düzenleyen Bozdağ, Sarraf’la ilgili yargı sürecinin de görüşmede gündeme geldiği bilgisini paylaştı.

Bu konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, şöyle konuştu: “Bizim takip ettiğimiz kadarıyla hukuki olmaktan ziyade siyasi bir dosya gibi duruyor. Çünkü dosyanın içinde ortaya konulan şeylerin daha ziyade savcının şüpheden kaynaklı yorumlarından ibaret olduğunu görüyoruz. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanımızın eşine, Türkiye’ye dönük savcının yaptığı değerlendirmeler var. Bu da tabii bunun bir siyasi maksat güttüğünü çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Bizim burada istediğimiz şey, Türk vatandaşı olan birinin Amerikan kanunlarına göre kendisine isnat edilen suçtan dolayı Amerika’da yargılanması da mümkün. O da net bir şekilde ortada. Bu davanın Türkiye’ye dönük bir operasyon olarak siyasi hedefli bir dava gibi ortada durduğunu biz sayın bakana ilettik.”

kaynak:   gazetemanifesto